Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Aile ve Gençlik Fonu’na yapılan başvuruların 110 bini aştığını duyurdu. Genç çiftlere destek olmayı amaçlayan fon, Kahramanmaraş’tan da büyük ilgi gördü.

Aile ve Gençlik Fonu’na Yoğun İlgi: Başvurular 110 Bini Aştı

Ankara – Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Kahramanmaraş’ta düzenlenen “Büyük Aile Buluşması”nda yaptığı açıklamalarla gündeme geldi. Bakan Göktaş, Türk milletinin aile yapısına verdiği önemi vurgulayarak, aileyi korumanın sadece sosyal bir sorumluluk değil, aynı zamanda milli bir görev olduğunu belirtti. Göktaş, konuşmasında, “Aile, dayanışmadır. Depremlerde, afetlerde hep beraber ailelerimize kenetlendik,” ifadelerini kullandı. Peki, bu dayanışma ruhunu desteklemek adına atılan adımlar neler ve genç çiftler bu desteklerden nasıl faydalanacak?

Aile ve Gençlik Fonu’na Rekor Başvuru

Bakan Göktaş’ın en dikkat çekici açıklamalarından biri, gençlerin yuva kurmalarını desteklemek amacıyla hayata geçirilen Aile ve Gençlik Fonu’na yapılan başvuru sayısı oldu. Türkiye genelinden yapılan başvuruların 110 bini aştığını belirten Göktaş, sadece Kahramanmaraş’tan 5 bin 791 başvuru alındığını ve şu ana kadar 2 bin 12 çiftin fondan yararlandığını söyledi. Bu rakamlar, fonun ne kadar büyük bir ilgi gördüğünün açık bir göstergesi. Başvuruların nikah tarihlerine göre değerlendirildiği ve ödemelerin de buna göre yapıldığı belirtiliyor. Yani, yakın zamanda evlenen çiftlerin başvuruları öncelikli olarak değerlendiriliyor.

Vatandaşlar arasında bu fonun ne kadar etkili olacağı, ödemelerin zamanında yapılıp yapılmayacağı gibi çeşitli sorular dolaşıyor. Özellikle ekonomik sıkıntıların arttığı bu dönemde, genç çiftler için bu tür desteklerin hayati öneme sahip olduğu düşünülüyor. Ankara’da yaşayan Ayşe Teyze, “Keşke bizim zamanımızda da böyle imkanlar olsaydı. Torunlarım için çok sevindim,” diyerek duygularını dile getiriyor.

Aile Danışmanlığı Hizmetleri Yaygınlaşıyor

Bakan Göktaş, sadece maddi desteklerle sınırlı kalmadıklarını, aile danışmanlığı hizmetlerini de ülke geneline yaygınlaştırdıklarını ifade etti. 2025’in “Aile Yılı” olarak ilan edilmesiyle birlikte bu alandaki yatırımların hız kazandığını vurguladı. Evlilik öncesi rehberlikten ebeveyn eğitimlerine kadar pek çok alanda destek verildiğini belirten Göktaş, “Aile fertlerinin refahını artıran politikaları hayata geçiriyoruz,” dedi. Bu açıklamalar, devletin sadece evlilik sürecinde değil, evliliğin devamlılığı ve aile içi huzurun sağlanması konusunda da önemli adımlar attığını gösteriyor.

Peki, bu danışmanlık hizmetleri nasıl işliyor? Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı yetkilileri, bu hizmetlerin ücretsiz olduğunu ve her ailenin ihtiyacına göre farklı uzmanlar tarafından verildiğini belirtiyor. Örneğin, evlilik öncesi çiftlere iletişim becerileri, finans yönetimi gibi konularda eğitimler verilirken, ebeveynlere çocuk gelişimi ve disiplin konularında destek sağlanıyor.

Yeni Doğan Bebeklere Destek Programı

Bakan Göktaş’ın açıkladığı bir diğer önemli destek ise yeni doğan bebeklere yönelik başlatılan program oldu. Bu yıl doğan bebekler için ilk çocuğa tek seferlik 5 bin TL, ikinci çocuğa ise 5 yıl boyunca aylık 1500 TL destek verileceği belirtildi. Üçüncü ve sonraki çocuklar için ise anneye başvurması durumunda 5 yıl boyunca her ay 5 bin TL ödeme yapılacağı açıklandı. Bu destekler, özellikle dar gelirli aileler için büyük bir rahatlama sağlayacak gibi görünüyor. Ancak, bu desteklerin sürdürülebilirliği ve bütçe üzerindeki etkisi de merak konusu.

Bu desteklerin nasıl alınacağı, başvuru şartları gibi detaylar da vatandaşlar tarafından sıkça soruluyor. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, bu konuda detaylı bilgilendirme yapmak için bir çağrı merkezi kurdu ve internet sitesi üzerinden de başvuru şartları ve gerekli belgeler hakkında bilgi veriyor.

Bakan Göktaş, aileyi sadece bugünün değil, yarının da teminatı olarak gördüklerini belirterek, her evin huzuru ve refahı için çalıştıklarını vurguladı. Bu açıklamalar, devletin aile kurumuna verdiği önemi ve bu alanda yapılan yatırımların artarak devam edeceğini gösteriyor. Ancak, bu desteklerin gerçek ihtiyaç sahiplerine ulaşması ve amacına hizmet etmesi için titiz bir çalışma yapılması gerekiyor. Aksi takdirde, bu tür projeler sadece kağıt üzerinde kalabilir ve beklenen faydayı sağlamayabilir.

Sonuç olarak, Aile ve Gençlik Fonu’na yapılan yoğun ilgi, genç çiftlerin bu tür desteklere ne kadar ihtiyaç duyduğunu açıkça ortaya koyuyor. Devletin bu alandaki yatırımları, aile kurumunun güçlenmesine ve gençlerin geleceğe daha umutla bakmasına katkı sağlayabilir. Ancak, bu desteklerin etkinliği ve sürdürülebilirliği, zamanla yapılacak değerlendirmelerle daha net anlaşılacaktır.