Anahtar Parti Genel Başkanı Yavuz Ağıralioğlu, MHP lideri Devlet Bahçeli’nin Kıbrıs’ın 82. il olması önerisine eleştirel bir gönderme yaparak, ekonomik sorunlara dikkat çekti. Ağıralioğlu, iktidarın politikalarını ve muhalefetin durumunu da değerlendirdi.
ANKARA (BHA) – Anahtar Parti Genel Başkanı Yavuz Ağıralioğlu, siyasetin nabzını tutan açıklamalarıyla yine gündeme oturdu. Ağıralioğlu, MHP lideri Devlet Bahçeli’nin Kıbrıs’ın 82. il olması yönündeki çıkışına esprili bir dille gönderme yaparak, Türkiye’nin ekonomik gerçeklerine dikkat çekti. “Kudretli devlet, ili devlet yapar. Devleti il yapmak, kudretli devlet hamlesi değildir. Kudretli devlet, vilayetten devlet çıkarır. Kudretsiz devlet, devleti vilayete çevirir,” diyen Ağıralioğlu, Bahçeli’nin sözlerini eleştirdi.
Ağıralioğlu, “Ne laflar bunlar yani. Bu 82’nin başına gelen nedir? Bir ara 82 Musul’du, Kerkük’tü. Devleti biraz daha böyle yönetirlerse, nere 82 olur bilmiyorum ama mazot 82 olabilir. Nere 83 olur bilmiyorum ama dolar 83 olabilir,” ifadeleriyle, ülkenin ekonomik sorunlarının ciddiyetini vurguladı. Ağıralioğlu’nun bu sözleri, sosyal medyada ve siyasi çevrelerde geniş yankı buldu.
Sözcü TV’de Özlem Gürses’in sunduğu Para Politika ve Hayat programına konuk olan Ağıralioğlu, gündeme dair önemli değerlendirmelerde bulundu. Ağıralioğlu, hükümetin geçmişte uyguladığı politikaları eleştirerek, “Hükümet o zaman bir algoritma kullanmıştı. Türkiye’de bir yakım zorluklar var. Hayat pahalılığı biraz can yakıyor, işsizlik her haneyi huzursuz ediyor. Rekabet gücümüz azaldı,” dedi.
Hükümetin, terörle mücadele ve milli birlik vurgusu yaparak meşruiyet zemini oluşturduğunu belirten Ağıralioğlu, “Bunların hepsi kötü ama bunların hepsinin toplanacağı bir vatanımız, devletimiz hiç değilse biz teröristle, bunlarla müzakere edenlerle mesafesi olan bir siyasi duruşumuz var. Biz, memleketin en azından önümüzdeki dönem güçlenebilmesi açısından üniter yapısının, bütünlüğünün muhafaza edilebildiği bir yerde duruyoruz,” şeklinde konuştu.
Ağıralioğlu, iktidarın muhalefeti zayıflatmak için kullandığı söylemlere de değinerek, “Aziz milletimiz Kılıçdaroğlu gelirse, Öcalan’ı serbest bırakacaklar, Kavala’yı serbest bırakacaklar, Kandil’in gölgesi meclise düşecek… Bu algoritma bizim milletimizin sinesinde makes bulur. Millet de onca fakirliğe, işsizliğe razı oldu,” dedi. Ağıralioğlu, bu tür söylemlerin artık etkisini yitirdiğini, zira iktidarın kendisinin de benzer adımlar attığını savundu.
Siyasette ilkeli duruşun önemine vurgu yapan Ağıralioğlu, “Ben keşkelerle siyaset yapmıyorum. Gördüğüm bir şeyi ilke anlamında savunmayı çok seviyorum. Bu yanlıştan bir doğru çıkaramayız. İlkeli galibiyet severim ben. İlkeli mücadele edelim, ahlaki üstünlüğümüzü koruyalım,” ifadelerini kullandı. Ağıralioğlu, siyasetin sürekli değişen dinamiklerine rağmen, ilkelerinden ödün vermeden mücadele etmenin gerekliliğini savundu.
Ağıralioğlu, AK Parti – MHP seçmeninin de yaşanan gelişmelerden dolayı “keşke” diyebileceğini belirterek, “Onlar şunu demelidirler; ‘2 senede bir hainlerle kahramanların yer değiştirilerek bize sunulduğu bir siyasal iklimde niçin tercihe zorlanıyoruz?’ Bu nasıl bir siyasal iklim?” diye sordu. Ağıralioğlu, seçmenin sürekli olarak aynı tercihlere mahkum edilmemesi gerektiğini, siyasetin daha geniş bir perspektifle ele alınması gerektiğini savundu.
Muhalefetin yetersizliğinden duyduğu rahatsızlığı dile getiren Ağıralioğlu, “Muhalefete kızgınım, o yüzden parti kurmak zorunda kaldık. Bu iktidarın şu andaki mevcut karnesi yüzde 5 alabilir mi? Müstakil karne, CHP yok. Bu karne normalde seçmenden yüzde 5 alabilir mi? 23 yıllık kudretli bir iktidar, her şeyi düzeltme vaadiyle iktidarda tutulabilmiş iktidar, size 23 yıl sonra bir karne veriyor. Yolsuzluk karnesi, yoksulluk karnesi. Sayın da sayın. Bu karne 5 alamaz, nasıl 30-35?” şeklinde konuştu. Ağıralioğlu, muhalefetin daha güçlü ve etkili olması gerektiğini, aksi takdirde iktidarın hatalarının cezasız kalacağını savundu.
Ağıralioğlu, son seçimlerde izlenen siyasi stratejileri de eleştirerek, “Terörsüz Türkiye diye bir şey konuşuluyor. Bu geçen seçimin tam tersi bir algoritma. Geçen seçim Öcalan’a söverek kazandılar bu seçim Öcalan’ı överek kazanmaya heves ettiler. Ve muhalefeti şöyle bir yere sıkıştırdılar: Kazanmak için şunların heves ettikleri ilkesizliklere bakın diye millet vicdanına ihbar edildi muhalefet. Yani bu şartlarda bir muhalefet iktidar olamıyorsa kesin olarak kendilerinde problem vardır,” dedi. Ağıralioğlu, siyasetin ilkelerden uzaklaşarak sadece kazanmaya odaklanmasının, ülkeye zarar verdiğini savundu.
Türkiye’nin sürekli olarak aynı sorunlarla boğuşmasının nedenini sorgulayan Ağıralioğlu, “Biz şimdi bizi kurtarsın diye bir adamı seçiyoruz. Onu iktidarda tutuyoruz büyük bir umutla sonra ondan kurtulmak için başka bir adam arıyoruz. Bu tekrara demokrasi diyoruz. Bizi kurtarsın diye seçtiğimiz adamdan kurtulmak için başka bir adam arıyoruz. Aklımıza şu gelmiyor: Biz niçin devamlı kurtulmak zorunda kalıyoruz? Ya biz niçin bir sistem inşa etmiyoruz? O yüzden kralların yönettiği bir ülke değil, kuralların kral olduğu bir ülkeyi inşa etmek zorundayız,” dedi. Ağıralioğlu, Türkiye’nin kişilere bağımlı bir yönetim anlayışından kurtularak, kurallara dayalı bir sistem inşa etmesi gerektiğini savundu.
Cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki %50+1 barajının siyasi istikrarsızlığa yol açtığını belirten Ağıralioğlu, “Yüzde 50+1 Türk siyasetinin HÜDAPAR’ın DEM’in elinde rehin kalmasının sebebidir. Türk demokrasisi şantaja maruz kalmaktadır. 50+1 yüzünden. İlkesiz siyasete maruz kalmaktadır. Dolayısıyla değişsin bu Allah’ın belası yüzde 50+1. İnsanları ittifaka zorluyor ve münasebetsiz ittifak,” dedi. Ağıralioğlu, bu sistemin siyasi partileri ilkesiz ittifaklara zorladığını, bu durumun da ülkeye zarar verdiğini savundu.
Ağıralioğlu’nun açıklamaları, siyasi arenada yeni tartışmaların fitilini ateşlerken, yaklaşan seçimler öncesinde partilerin stratejileri üzerindeki etkileri merakla bekleniyor. Bakalım Ağıralioğlu’nun bu çıkışları, siyasette nasıl bir yankı uyandıracak?