Adalet Terazisi mi Şaştı? Tahliyeler ve Tutukluluklar Arasındaki Uçurum Büyüyor

Yayınlama: 29.11.2025
A+
A-

Türkiye’de kamuoyunu derinden sarsan davalarda verilen tahliye kararları tartışma yaratmaya devam ediyor. Eleştirel yorumları nedeniyle tutuklu bulunan gazeteci Fatih Altaylı’nın durumu, adalet sistemindeki eşitsizlik iddialarını yeniden gündeme getirdi.

Adalet Terazisi mi Şaştı? Tahliyeler ve Tutukluluklar Arasındaki Uçurum Büyüyor

Özet: Türkiye’de kamuoyunu derinden sarsan davalarda verilen tahliye kararları tartışma yaratmaya devam ediyor. Eleştirel yorumları nedeniyle tutuklu bulunan gazeteci Fatih Altaylı’nın durumu, adalet sistemindeki eşitsizlik iddialarını yeniden gündeme getirdi.

Türkiye’de son dönemde yaşanan bazı yargı süreçleri, kamuoyunda ciddi soru işaretlerine yol açıyor. Bir yanda, trafik kazaları sonucu ölümlere neden olan, uyuşturucu kaçakçılığına karışan veya cinsel istismar suçlamasıyla yargılanan sanıkların kısa süre içinde tahliye edilmesi; diğer yanda ise gazeteci Fatih Altaylı‘nın yaptığı yorumlar nedeniyle tutuklu bulunması, adalet sistemine olan güveni zedeliyor. Vatandaşlar, sosyal medyada ve sokaklarda bu duruma tepkilerini dile getirirken, “Adalet nerede?” sorusu her geçen gün daha yüksek sesle soruluyor.

Trafik Kazaları: Ölümler ve Erken Tahliyeler

Son aylarda yaşanan trafik kazaları, Türkiye’nin kanayan yarası haline geldi. Ne yazık ki, bu kazalarda hayatını kaybedenlerin acısı dinmeden, sorumluların kısa süre içinde serbest bırakılması, vicdanları yaralıyor. Örneğin, eski Kızılay Başkanı Kerem Kınık‘ın kızı Fatıma Zehra Kınık, 17 yaşındaki Batın Barlasçeki‘nin ölümüne neden olmakla suçlandığı davada 4 yıl 2 ay hapis cezası aldı. Ancak Kınık, sadece bir gece gözaltında kaldıktan sonra tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Bu durum, “Adalet herkese eşit mi uygulanıyor?” sorusunu akıllara getiriyor.

Benzer bir olay Bursa’da yaşandı. 30 kilometre hız sınırı bulunan caddede 82 kilometre hızla giden ehliyetsiz sürücü Efe Şayık, 16 yaşındaki Zeynep Naz Sırakaya‘nın ölümüne neden oldu. Şayık hakkında 9 yıla kadar hapis cezası istendi, ancak ilk duruşmada tahliye edildi. 57 gün sonra serbest kalan Şayık’ın durumu, kamuoyunda büyük tepkilere yol açtı. Birçok kişi, “Bu nasıl adalet?” diyerek sosyal medyada isyan etti.

İstanbul Pendik’te yaşanan bir başka olayda ise 14 yaşındaki Işıl Öykü Dinç‘e çarparak ölümüne neden olan Ömer Faruk Ballı, tutuklandıktan sadece 4 gün sonra tahliye edildi. Bu kadar kısa sürede verilen tahliye kararı, Işıl Öykü’nün ailesini ve sevenlerini derinden üzdü. Aile, adaletin yerini bulması için mücadele edeceklerini belirtiyor.

Deprem Felaketi: Yıkılan Hayatlar ve Serbest Kalan Sorumlular

6 Şubat depremlerinde Osmaniye’deki Bilge Sitesi’nin yıkılması sonucu 105 kişi hayatını kaybetti. Bu acı olayda, binanın inşa edildiği dönemde imar müdürlüğünde görev yapan eski MHP’li Osmaniye Belediye Başkanı Kadir Kara, Sevinç Ayşe Argun ve Haluk Koç‘a, “bilinçli taksirle birden fazla insanın ölümüne ve yaralanmasına neden olma” suçundan 21 yıl hapis cezası verildi. Ancak bu sanıklar da sadece iki gün tutuklu kaldıktan sonra serbest bırakıldı. Depremde yakınlarını kaybeden vatandaşlar, bu karara büyük tepki gösterdi. “Adalet bu mu?” diye soran depremzedeler, sorumluların cezalandırılmasını istiyor.

Uyuşturucu Kaçakçılığı ve Cinsel İstismar: Toplumu Sarsan Tahliyeler

Hollandalı uyuşturucu baronu Leijdekkers‘in Türkiye faaliyetlerini yönettiği için tutuklanan Abdullah Alp Üstün ve ekibinin tahliye edilmesi de kamuoyunda büyük şaşkınlık yarattı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı karara itiraz etti, ancak sanıklar firar etti. Tahliye kararını rüşvetle verdikleri iddiasıyla açığa alınan mahkeme heyetinin iki üyesi ise göreve geri döndü. Bu durum, yargı sistemindeki sorunları bir kez daha gözler önüne serdi.

Antalya’da 11 yaşındaki B‘ye cinsel istismarda bulunmaktan yargılanan E.K.Y‘ye ise iki günde iddianame hazırlandı. Sanık bir ay tutuklu kaldıktan sonra tahliye edildi. Bu olay, çocuklara yönelik cinsel istismar suçlarına karşı verilen cezaların yetersizliğini bir kez daha gündeme getirdi. Çocuk hakları savunucuları, bu tür suçlara karışanların en ağır şekilde cezalandırılmasını talep ediyor.

Fatih Altaylı’nın Tutukluluğu: Eleştiri mi, Suç mu?

Tüm bu olaylar yaşanırken, gazeteci Fatih Altaylı‘nın yaptığı yorumlar nedeniyle tutuklu bulunması, adalet sistemindeki çelişkileri daha da belirgin hale getiriyor. Birçok kişi, Altaylı’nın tutukluluğunun ifade özgürlüğüne bir darbe olduğunu savunuyor. Sosyal medyada #FatihAltaylıSerbestBırakılsın etiketiyle kampanyalar düzenleniyor. Gazeteciler ve hukukçular, Altaylı’nın bir an önce serbest bırakılması gerektiğini belirtiyor.

Türkiye’de adalet sistemine olan güvenin yeniden tesis edilmesi için, yargı süreçlerindeki şeffaflığın artırılması ve kararların kamuoyunun vicdanını rahatlatacak şekilde verilmesi gerekiyor. Aksi takdirde, “Adalet terazisi mi şaştı?” sorusu, toplumun zihninde yankılanmaya devam edecek.

Kaynak: Reddit
REKLAM VERMEK İÇİN ARAYIN
0532 659 8130