ABD, Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü UNESCO’dan tekrar ayrılma kararı aldı. Beyaz Saray, kararın gerekçesi olarak örgütteki reform ihtiyacını ve İsrail’e yönelik tutumunu gösterdi.
Washington’dan gelen haber, uluslararası arenada yankı uyandırdı: Amerika Birleşik Devletleri, Birleşmiş Milletler’in bilim ve kültür örgütü UNESCO’dan bir kez daha ayrılma kararı aldı. Bu, ABD’nin örgüte yönelik ilk çekilmesi değil; ülke daha önce de benzer adımlar atmıştı. Peki, bu kararın ardında yatan sebepler neler ve dünya bu duruma nasıl tepki veriyor?
Beyaz Saray’dan yapılan resmi açıklamada, çekilme kararının temelinde UNESCO’da yapılması gereken reformların yavaş ilerlemesi ve örgütün İsrail’e karşı sergilediği tutumun yattığı belirtildi. ABD yönetimi, UNESCO’nun özellikle İsrail’in kültürel mirasına ilişkin aldığı kararlardan duyduğu rahatsızlığı uzun süredir dile getiriyordu. Bu kararların, İsrail’i haksız yere hedef aldığı ve örgütün tarafsızlığını zedelediği savunuluyor.
Yetkililer, UNESCO’nun bazı program ve projelerinin etkinliği konusunda da şüpheleri olduğunu ifade ediyor. Özellikle örgütün bütçe yönetimi ve kaynakların dağıtımı konusunda daha şeffaf ve hesap verebilir olması gerektiği vurgulanıyor. Bu durum, ABD’nin örgüte yaptığı mali katkının da sorgulanmasına neden oluyor. Zira ABD, geçmişte UNESCO’nun en büyük finansörlerinden biriydi.
ABD’nin UNESCO ile ilişkisi inişli çıkışlı bir seyir izledi. Ülke, 1984 yılında, o dönemdeki Soğuk Savaş gerilimleri ve örgütün Sovyetler Birliği yanlısı politikalar izlediği gerekçesiyle UNESCO’dan ayrılmıştı. Daha sonra, 2003 yılında tekrar örgüte katılan ABD, 2011 yılında Filistin’in UNESCO’ya üye kabul edilmesinin ardından örgüte yaptığı mali yardımı kesmişti. Bu durum, ABD’nin UNESCO’daki etkisini önemli ölçüde azaltmıştı.
Bu son çekilme kararıyla birlikte, ABD’nin UNESCO ile ilişkilerinde yeni bir sayfa açılıyor. Ancak bu sayfanın nasıl şekilleneceği, hem ABD’nin hem de UNESCO’nun atacağı adımlara bağlı olacak. Uzmanlar, ABD’nin bu kararının, örgütün geleceği üzerinde önemli etkileri olabileceğini belirtiyor.
ABD’nin UNESCO’dan çekilme kararı, uluslararası toplumda farklı tepkilere yol açtı. Birçok ülke, bu kararın UNESCO’nun çalışmalarını olumsuz etkileyebileceği yönünde endişelerini dile getirdi. Özellikle eğitim, bilim ve kültür alanlarındaki işbirliğinin zarar görebileceği vurgulanıyor. UNESCO’nun misyonunun, tüm insanlığın ortak mirasını korumak ve geliştirmek olduğu hatırlatılıyor.
Bazı ülkeler ise, ABD’nin çekilme kararının arkasındaki gerekçeleri anladıklarını ve UNESCO’nun reform sürecini hızlandırması gerektiğini savunuyor. Bu ülkeler, örgütün daha tarafsız, şeffaf ve etkili bir yapıya kavuşmasının, tüm üye ülkelerin çıkarına olacağını belirtiyor. Ancak genel kanı, ABD’nin UNESCO’dan ayrılmasının, çok taraflı işbirliğine zarar vereceği yönünde.
Türkiye, UNESCO’nun kurucu üyelerinden biri olarak örgütün çalışmalarına aktif olarak katkı sağlıyor. Türkiye’nin UNESCO ile ilişkileri, kültürel mirasın korunması, eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanması ve bilimsel araştırmaların desteklenmesi gibi alanlarda yoğunlaşıyor. Türkiye, UNESCO’nun dünya mirası listesinde yer alan birçok tarihi ve kültürel varlığa sahip.
ABD’nin UNESCO’dan çekilme kararının, Türkiye’nin örgütle olan ilişkilerini doğrudan etkilemesi beklenmiyor. Ancak, ABD’nin örgüte yaptığı mali katkının azalması durumunda, UNESCO’nun bazı projelerinde kesintiye gidilmesi söz konusu olabilir. Bu durum, dolaylı olarak Türkiye’nin de dahil olduğu uluslararası işbirliği projelerini etkileyebilir. Özellikle kültürel mirasın korunması ve restorasyonu gibi alanlarda, UNESCO’nun desteğine ihtiyaç duyan ülkeler için bu durum bir zorluk yaratabilir.
ABD’nin çekilme kararıyla birlikte, UNESCO’nun önünde önemli zorluklar bulunuyor. Örgütün, hem mali kaynaklarını çeşitlendirmesi hem de reform sürecini hızlandırması gerekiyor. Ayrıca, tüm üye ülkelerin güvenini kazanacak, tarafsız ve etkili bir yapıya kavuşması da büyük önem taşıyor. UNESCO’nun, uluslararası işbirliğinin ve çok taraflılığın korunması için hayati bir rol oynadığı unutulmamalı.
Peki, bu durum önümüzdeki dönemde nasıl bir tablo çizecek? UNESCO, ABD’nin yokluğunu telafi edebilecek mi? Yoksa bu ayrılık, örgütün geleceği için kalıcı bir yara mı olacak? Zaman gösterecek.