Hükümet, “Terörsüz Türkiye” sürecinin ardından yeni anayasa çalışmalarına hız verdi. Cumhur İttifakı’nın referandum için ihtiyaç duyduğu 37 vekilin desteği, Meclis’teki diğer partilerin olası iş birliğiyle sağlanabilir.
Türkiye, siyasi arenada hareketli günler yaşamaya devam ediyor. Hükümetin, bir süredir üzerinde çalıştığı “Terörsüz Türkiye” projesinde önemli adımlar atmasının ardından, şimdi de yeni bir anayasa hazırlığı için düğmeye bastığı konuşuluyor. Ankara kulislerinde yankılanan bilgilere göre, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bizzat talimat verdiği bu çalışma, mevcut anayasanın bazı maddelerinde değişiklikler öngörüyor.
Mevcut durumda Meclis’te 323 sandalyeye sahip olan Cumhur İttifakı’nın, anayasa değişikliğini referanduma götürebilmesi için 360 milletvekilinin oyuna ihtiyacı var. Bu da, ittifakın en az 37 vekilin daha desteğini alması gerektiği anlamına geliyor. Peki, bu destek nasıl sağlanacak? İşte bu soru, Ankara’da en çok merak edilen konuların başında geliyor.
Siyasi analistler, iktidarın Meclis’teki diğer partilerle temas kurarak bu açığı kapatmaya çalışacağını öngörüyor. Özellikle, muhalefet partilerinin anayasa değişikliğine nasıl bir yaklaşım sergileyeceği, sürecin kaderini belirleyecek en önemli faktörlerden biri olacak. Şu an için 56 milletvekiline sahip olan DEM Parti’nin tavrı merakla bekleniyor. Parti yetkilileri henüz net bir açıklama yapmazken, kulislerde farklı senaryolar konuşuluyor.
DEM Parti’nin anayasa değişikliğine destek vermemesi halinde, iktidarın diğer partilerin kapısını çalması bekleniyor. Meclis’te temsil edilen diğer partilerin, özellikle de daha küçük grupların, bu süreçte kilit rol oynayabileceği ifade ediliyor. Ancak, bu partilerin desteğini almanın da kolay olmayacağı, her birinin farklı talepler ve beklentilerle masaya oturacağı belirtiliyor.
Bir yandan iktidar kanadı, diğer yandan muhalefet partileri, kendi tabanlarının beklentilerini de dikkate almak zorunda. Anayasa değişikliği gibi hassas bir konuda, toplumun farklı kesimlerinin görüşlerini yansıtabilmek, sürecin meşruiyeti açısından büyük önem taşıyor.
Henüz anayasa değişikliğinin içeriğiyle ilgili net bir bilgi bulunmuyor. Ancak, kulislerde dolaşan bazı iddialara göre, temel hak ve özgürlüklerin güçlendirilmesi, yargı bağımsızlığının sağlanması ve kuvvetler ayrılığı ilkesinin daha da belirginleştirilmesi gibi konular öncelikli olarak ele alınacak. Ayrıca, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin bazı uygulamalarında da değişiklikler yapılabileceği konuşuluyor.
Özellikle, yargı bağımsızlığı konusunda atılacak adımlar, hem Türkiye’nin uluslararası arenadaki imajı açısından, hem de iç hukuk sisteminin güvenilirliği açısından büyük önem taşıyor. Birçok hukukçu ve sivil toplum kuruluşu, bu konuda daha şeffaf ve katılımcı bir süreç yürütülmesi gerektiğini vurguluyor.
Konuyla ilgili olarak görüştüğümüz vatandaşlar da farklı görüşler dile getiriyor. Kimi vatandaşlar, anayasa değişikliğinin Türkiye’nin daha demokratik ve özgürlükçü bir ülke olmasına katkı sağlayacağını düşünürken, kimi vatandaşlar ise mevcut sorunların çözümüne odaklanılması gerektiğini savunuyor.
Emekli öğretmen Ayşe Hanım, “Anayasa, bir ülkenin temel yasasıdır. Bu yüzden, tüm toplumun görüşlerini yansıtması gerekir. Umarım, bu süreçte her kesimin sesi duyulur,” diyor. İşçi Ali Bey ise, “Anayasa değişikliği yerine, işsizlik, enflasyon gibi sorunlara çözüm bulunsa daha iyi olur,” şeklinde konuşuyor.
Anayasa değişikliği teklifinin Meclis’e sunulmasının ardından, Anayasa Komisyonu’nda görüşülecek. Komisyondaki görüşmelerin tamamlanmasının ardından, teklif Genel Kurul’a gelecek. Genel Kurul’da yapılacak oylamalarda, teklifin kabul edilmesi için en az 360 milletvekilinin oyunu alması gerekiyor. Eğer bu sayıya ulaşılırsa, anayasa değişikliği referanduma sunulacak. Referandumda, vatandaşların çoğunluğunun “evet” oyu vermesi halinde, değişiklikler yürürlüğe girecek.
Anayasa değişikliği sürecinin ne kadar süreceği, Meclis’teki müzakerelerin seyrine ve partiler arasındaki uzlaşma zeminine bağlı olacak. Ancak, siyasi analistler, sürecin en az birkaç ay süreceğini öngörüyor. Bu süreçte, kamuoyunun bilgilendirilmesi ve farklı görüşlerin tartışılması, demokrasinin sağlıklı bir şekilde işlemesi açısından büyük önem taşıyor.