Sosyal medyada yaptığı bir paylaşım nedeniyle Cumhurbaşkanı’na yönelik tehdit suçlamasıyla gözaltına alınan Furkan Bölükbaşı, tartışmalara yol açtı. Paylaşımının ardından gelen tepkiler üzerine geri adım atan Bölükbaşı hakkında soruşturma başlatıldı.
Sosyal medya, yine bir tartışmanın odağına yerleşti. Bu seferki tartışmanın başrolünde ise Furkan Bölükbaşı isimli bir kullanıcı ve yaptığı bir paylaşım var. Bölükbaşı, 10 Kasım Atatürk’ü anma törenleri sırasında yapılan bir yorumu alıntılayarak yazdığı mesajla tepkileri üzerine çekti. İşin ciddiyeti ise, bu paylaşımın ardından Bölükbaşı hakkında “Cumhurbaşkanına Suikast ve Fiili Saldırı (Tehdit)” suçlamasıyla soruşturma başlatılması ve gözaltına alınmasıyla ortaya çıktı.
Her şey, bir sosyal medya kullanıcısının 10 Kasım 2025 tarihli Atatürk’ü anma törenleriyle ilgili yaptığı yorumla başladı. Bu kullanıcı, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AK Parti’nin yakın zamanda bir yenilgi yaşayacağını ima eden bir paylaşım yaptı. Furkan Bölükbaşı ise bu paylaşımı alıntılayarak, “Menderes’in sonunu Kemalizme yaptığı şirinlikler getirmişti. İnşallah Müslümanların mevcut iktidarı da aynı akıbete uğramadan kendine çeki düzen verir” şeklinde bir yorum yazdı. İşte bu yorum, sosyal medyada adeta bir bomba etkisi yarattı.
Bu türden yorumlar, özellikle siyasi atmosferin gergin olduğu dönemlerde, hızla yayılabiliyor ve farklı yorumlara açık hale gelebiliyor. Bölükbaşı’nın paylaşımı da kısa sürede çok sayıda kişi tarafından görüldü, paylaşıldı ve eleştirildi.
Gelen tepkiler üzerine Furkan Bölükbaşı, ilk paylaşımını silerek yeni bir paylaşımda bulundu. Bu seferki paylaşımında, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın namaz kılarken çekilmiş bir fotoğrafını kullandı ve şu ifadelere yer verdi: “Her ne kadar bazen kendi penceremizden eleştirilerimiz olsa da Cumhurbaşkanımıza yönelik herhangi bir tehlike ihtimali ortaya çıktığında kanımızla canımızla yanında durur, gerekirse onu korumak için kendimizi feda ederiz. Biz onun sadık ve cesur Müslüman kardeşleriyiz.” Bu paylaşım, ilk paylaşımına göre tam zıt bir duruş sergiliyordu. Ancak bu geri adım, iş işten geçtikten sonra atılmış bir adım olarak değerlendirildi.
Peki, bu ani dönüşün sebebi neydi? Bölükbaşı, gelen tepkilerden mi çekindi, yoksa gerçekten pişman mı olmuştu? Bu soruların cevabını şimdilik sadece kendisi biliyor. Ancak bu durum, sosyal medyanın ne kadar hızlı ve acımasız olabileceğini bir kez daha gözler önüne serdi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Furkan Bölükbaşı’nın ilk paylaşımı üzerine harekete geçti. TCK 310. maddesi uyarınca “Cumhurbaşkanına Suikast ve Fiili Saldırı (Tehdit)” suçlamasıyla re’sen soruşturma başlatıldı. Soruşturma kapsamında Bölükbaşı gözaltına alındı. Bu durum, sosyal medyada yapılan her paylaşımın hukuki sonuçları olabileceğini bir kez daha hatırlattı.
Avukatlar, bu tür davalarda suçun unsurlarının oluşup oluşmadığını değerlendirirken, paylaşımın içeriğini, bağlamını ve yazarın niyetini dikkate alıyorlar. Bu davada da, Bölükbaşı’nın paylaşımının gerçekten bir tehdit içerip içermediği, mahkeme tarafından değerlendirilecek.
Bu olay, sosyal medyanın gücünü ve beraberinde getirdiği sorumluluğu bir kez daha gözler önüne seriyor. Artık hepimiz, sosyal medyada yaptığımız paylaşımların sadece sanal dünyada kalmadığını, gerçek hayatta da ciddi sonuçları olabileceğini biliyoruz. Özellikle kamuoyunu ilgilendiren konularda, siyasi figürler hakkında yapılan yorumlar, çok daha dikkatli seçilmeli.
Uzmanlar, sosyal medya kullanıcılarını daha dikkatli olmaya çağırıyor. Özellikle nefret söylemi içeren, ayrıştırıcı ve şiddeti teşvik eden paylaşımlardan kaçınılması gerektiği vurgulanıyor. Aksi takdirde, bu tür paylaşımlar sadece hukuki sorunlara yol açmakla kalmayacak, aynı zamanda toplumsal huzuru da bozabilecektir.
Peki, bu olaydan çıkarılacak dersler neler? Belki de en önemlisi, sosyal medyayı kullanırken daha sorumlu, daha düşünceli ve daha yapıcı olmamız gerektiği. Unutmayalım ki, yazdığımız her kelime, paylaştığımız her fotoğraf, gerçek hayatta bir karşılığı var.
Furkan Bölükbaşı’nın gözaltına alınmasıyla başlayan süreç, şimdi yargının elinde. Mahkeme, delilleri değerlendirecek, tanıkları dinleyecek ve kararını verecek. Bu süreçte, hem Bölükbaşı’nın hem de kamuoyunun merakla beklediği soru, paylaşımının gerçekten bir tehdit içerip içermediği olacak. Sonuç ne olursa olsun, bu olay, sosyal medyanın gücünü ve sorumluluğunu bir kez daha hatırlatacak gibi duruyor.