Gözyaşları ve Sessizlik: Meclis’te Atatürk’süz İlk Gün ve Cumhurbaşkanı Seçimi

Yayınlama: 09.11.2025
A+
A-

10 Kasım 1938’de Atatürk’ün vefatının ardından, Türkiye Büyük Millet Meclisi olağanüstü toplandı. Milletvekilleri, hüzünlü bir saygı duruşunun ardından yeni cumhurbaşkanını seçmek için bir araya geldi.

Gözyaşları ve Sessizlik: Meclis’te Atatürk’süz İlk Gün ve Cumhurbaşkanı Seçimi

Ankara, 9 Kasım 2025 – Takvimler 10 Kasım 1938’i gösterdiğinde, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, Dolmabahçe Sarayı’nda hayata gözlerini yummuştu. Bu acı haber, tüm ülkeyi yasa boğarken, devletin bekası için atılması gereken adımlar da gecikmedi. Atatürk’ün vefatının üzerinden henüz 26 saat geçmeden, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) olağanüstü toplandı. Amaç, Türkiye Cumhuriyeti’nin yeni cumhurbaşkanını seçmekti. O gün Meclis’te yaşananlar, sadece bir seçimden ibaret değildi; bir devrin kapanışı ve yeni bir dönemin başlangıcıydı.

Hüzünlü Bekleyiş ve Saygı Duruşu

O gün Ankara’da hava, kasvetliydi. Sabahın erken saatlerinden itibaren milletvekilleri, Meclis’e gelmeye başlamışlardı. Yüzlerde derin bir hüzün, gözlerde ise tarifsiz bir acı vardı. Herkes, Ulu Önder’in ani kaybının şokunu henüz atlatamamıştı. Meclis’in açılışında, TBMM Başkanı ve Cumhurbaşkanı Vekili Mustafa Abdülhalik Renda’nın sesi titrek bir şekilde yankılandı. Renda, “Bu vazifeyi ifa etmeden evvel çok aziz ve büyük ölünün hatırasını tebcilen ayakta, 5 dakika sükut ile kalmanızı istirham ederim” dedi. Salonda derin bir sessizlik çöktü. Milletvekilleri, gözyaşları içinde ayağa kalkarak Ata’larına son görevlerini yerine getirdiler. O 5 dakika, adeta bir asır gibiydi. Herkesin aklında, Atatürk’le geçen yılların anıları, onun vatan için yaptığı fedakarlıklar vardı.

Seçim Atmosferi ve İsmet İnönü’nün Adaylığı

Saygı duruşunun ardından, seçim sürecine geçildi. Meclis’teki hava, hala ağırdı. Ancak, devletin devamlılığı için bu seçimin yapılması bir zorunluluktu. O dönemde, siyasi arenada tek bir isim öne çıkıyordu: İsmet İnönü. Atatürk’ün en yakın silah arkadaşlarından biri olan İnönü, hem askeri hem de siyasi tecrübesiyle ön plana çıkıyordu. Birçok milletvekili, İnönü’nün bu görevi layıkıyla yerine getireceğine inanıyordu. Nitekim, yapılan oylamada İsmet İnönü, oybirliğiyle Türkiye Cumhuriyeti’nin ikinci cumhurbaşkanı seçildi. Bu seçim, sadece bir isim değişikliği değil, aynı zamanda Türkiye’nin geleceğine dair önemli bir mesajdı. İnönü, Atatürk’ün çizdiği yolda ilerleyeceğine, onun ideallerini yaşatacağına dair söz verdi.

Meclis Tutanaklarında Saklı Hüzün

O gün Meclis’te yaşananların tüm detayları, tutanaklara geçirildi. Bu tutanaklar, bugün TBMM arşivlerinde saklanıyor. O hüzünlü oturumun satır aralarında, milletvekillerinin duyguları, düşünceleri ve Atatürk’e duydukları derin sevgi açıkça görülüyor. Tutanakları okuyan herkes, o gün Meclis’te yaşanan atmosferi adeta yeniden yaşıyor. O günkü seçim, sadece bir formalite değildi; aynı zamanda bir veda töreniydi. Milletvekilleri, Atatürk’e veda ederken, aynı zamanda Türkiye’nin geleceğine dair umutlarını da korumaya çalışıyorlardı.

Atatürk’ün Mirası ve Gelecek Nesillere Aktarılması

Aradan geçen 87 yıla rağmen, 10 Kasım’ın acısı hala yüreklerimizde taptaze. Atatürk’ün vefatı, sadece Türkiye için değil, tüm dünya için büyük bir kayıptı. O, sadece bir lider değil, aynı zamanda bir vizyonerdi. Onun kurduğu Türkiye Cumhuriyeti, bugün hala dimdik ayakta duruyor. Atatürk’ün mirası, gelecek nesillere aktarılmaya devam ediyor. Onun idealleri, ilkeleri ve vatan sevgisi, Türk gençliğinin yolunu aydınlatmaya devam edecek. 10 Kasım’lar, sadece bir anma günü değil, aynı zamanda Atatürk’ü anlama, onun ideallerini yaşatma ve Türkiye’yi daha ileriye taşıma günüdür.

O gün Meclis’te yaşananlar, Türkiye Cumhuriyeti’nin ne denli zorlu süreçlerden geçtiğinin bir kanıtı. Ancak, Atatürk’ün liderliği ve milletin azmi sayesinde, tüm zorlukların üstesinden gelindi. Bugün, aynı azim ve kararlılıkla Türkiye’yi daha aydınlık yarınlara taşımak hepimizin görevi. Unutmayalım ki, Atatürk’ün bize bıraktığı en büyük miras, bağımsızlık, özgürlük ve çağdaşlıktır. Bu mirası korumak ve yaşatmak, hepimizin sorumluluğundadır.

REKLAM VERMEK İÇİN ARAYIN
0532 659 8130