Avrupa Birliği, sınır güvenliğini artırmak amacıyla yeni bir uygulamaya geçiyor. AB vatandaşı olmayanların giriş-çıkışları, biyometrik verilerle takip edilecek.
Avrupa Birliği, sınır güvenliğini artırmak ve seyahatleri kolaylaştırmak amacıyla önemli bir adım attı. 10 Nisan 2026 tarihine kadar tüm sınır kapılarında faaliyete geçmesi planlanan Elektronik Giriş-Çıkış Sistemi (EES) ile birlikte, AB vatandaşı olmayanların seyahatleri artık daha yakından takip edilecek. Peki, bu yeni sistem tam olarak ne anlama geliyor ve seyahat edenleri nasıl etkileyecek?
Ankara’dan alınan bilgilere göre, yeni sistem sayesinde Avrupa Birliği üyesi olmayan ülkelerden gelen ziyaretçilerin pasaport bilgileri, parmak izleri ve yüz görüntüleri gibi biyometrik verileri elektronik olarak kaydedilecek. Bu sayede, kişilerin vize sürelerine uyup uymadıkları anlık olarak takip edilebilecek. Daha önce yaşanan, vize süresi dolmasına rağmen ülkede kalmaya devam edenlerin tespiti konusundaki zorlukların aşılması hedefleniyor. Bu durum, hem güvenlik güçlerinin işini kolaylaştıracak hem de yasal olmayan yollarla ülkede kalmayı hedefleyenlerin caydırılmasına yardımcı olacak.
Uygulama ilk etapta belirli kara, hava ve deniz sınır noktalarında başlatılacak. Zamanla tüm sınır kapılarını kapsayacak şekilde genişletilmesi planlanıyor. Yetkililer, sistemin kademeli olarak devreye alınmasının, olası aksaklıkların önüne geçilmesi ve sistemin sorunsuz bir şekilde işlemesi için önemli olduğunu belirtiyor.
AB’ye üye ülkelerin vatandaşları ve Schengen Bölgesi’ne dahil olan İzlanda, Lihtenştayn, Norveç ve İsviçre vatandaşları bu yeni sistemden muaf tutulacak. Bu ülkelerin vatandaşları, mevcut uygulamalarla seyahat etmeye devam edecekler. Bu durum, özellikle turizm sektöründe faaliyet gösteren işletmeler için önemli bir ayrıntı. Zira, bu ülkelerden gelen turistlerin seyahatlerinde herhangi bir değişiklik olmayacak.
EES’nin 10 Nisan 2026 tarihine kadar, yani yaklaşık 6 ay içinde tüm sınır kapılarında tam olarak faaliyete geçmesi hedefleniyor. Bu süre zarfında, sistemin test çalışmaları yapılacak, gerekli altyapı iyileştirmeleri tamamlanacak ve personel eğitimleri gerçekleştirilecek. Yetkililer, sistemin sorunsuz bir şekilde devreye alınması için titizlikle çalıştıklarını vurguluyorlar.
Yeni uygulamayla ilgili olarak vatandaşların görüşleri de merak konusu. Özellikle sık sık Avrupa ülkelerine seyahat edenler, uygulamanın seyahat sürelerini uzatmasından endişe ediyorlar. Ancak, yetkililer bu endişeleri gidermek için gerekli önlemlerin alındığını belirtiyorlar. Amaçlarının, seyahatleri zorlaştırmak değil, daha güvenli ve kontrollü hale getirmek olduğunu vurguluyorlar.
Konuyla ilgili olarak görüştüğümüz bir vatandaşımız, “Avrupa’ya sık sık gidip geliyorum. Umarım bu yeni sistem, sınır geçişlerinde uzun kuyruklar oluşmasına neden olmaz. Zaten vize işlemleri yeterince karmaşık, bir de bu eklenince işler daha da zorlaşır diye endişeleniyorum,” şeklinde konuştu.
Sınır güvenliği uzmanları ise, EES’nin Avrupa’nın güvenliği için önemli bir adım olduğunu belirtiyorlar. Bu sistem sayesinde, terörle mücadele ve yasa dışı göç gibi konularda daha etkin bir şekilde mücadele edilebileceği ifade ediliyor. Uzmanlar, sistemin doğru bir şekilde uygulanması ve veri güvenliğinin sağlanması gerektiğini vurguluyorlar.
Bir güvenlik uzmanı, “Bu sistem, Avrupa’nın sınırlarını daha iyi korumamıza yardımcı olacak. Ancak, kişisel verilerin korunması da çok önemli. Sistemde toplanan verilerin güvenliği sağlanmalı ve kötüye kullanılmasının önüne geçilmeli,” dedi.
Türkiye, Avrupa Birliği’ne üye olmamasına rağmen, birçok Türk vatandaşı turistik veya ticari amaçlarla Schengen Bölgesi’ne seyahat ediyor. Bu nedenle, EES uygulaması Türk vatandaşlarını da yakından ilgilendiriyor. Yeni sistemin devreye girmesiyle birlikte, Türk vatandaşlarının da sınır geçişlerinde biyometrik verileri kaydedilecek ve vize sürelerine uyup uymadıkları takip edilecek. Bu durum, özellikle vize ihlali yapanların sayısında azalmaya yol açabilir.
Sonuç olarak, Avrupa Birliği’nin Elektronik Giriş-Çıkış Sistemi, sınır güvenliğini artırma ve seyahatleri daha güvenli hale getirme hedefiyle önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Sistem, 10 Nisan 2026 tarihine kadar tüm sınır kapılarında faaliyete geçirilmesiyle birlikte, seyahat alışkanlıklarında bazı değişikliklere neden olabilir. Özellikle AB üyesi olmayan ülkelerden gelen ziyaretçilerin, seyahat planlarını yaparken bu yeni uygulamayı göz önünde bulundurmaları gerekiyor.