Burdur’da düzenlenen ilk Salda Gölü triatlonu, sporcuları ve doğaseverleri bir araya getirdi. Ancak, etkinlik çevrecilerin tepkisine neden oldu ve gölün korunmasıyla ilgili tartışmaları alevlendirdi.
Burdur’un incisi Salda Gölü, 26 Temmuz 2025 tarihinde Cumhuriyet tarihinde bir ilke sahne oldu. Burdur Valiliği ve Türkiye Triatlon Federasyonu iş birliğiyle düzenlenen “Salda Lake Triathlon” adlı etkinlik, hem sporcuları hem de doğaseverleri bir araya getirdi. Ancak, bu heyecan verici organizasyon, çevrecilerin tepkisiyle birlikte gölün korunması konusundaki hassasiyeti bir kez daha gündeme taşıdı.
Salda Gölü’nün eşsiz manzarası eşliğinde gerçekleşen triatlon, olimpik ve sprint mesafe olmak üzere iki farklı kategoride düzenlendi. Yaklaşık 400 sporcu, bu zorlu parkurlarda ter döktü. Olimpik kategoride sporcular, 1.500 metre yüzme, 40 kilometre bisiklet ve 10 kilometre koşu etaplarını tamamlarken, sprint kategorisinde ise 750 metre yüzme, 20 kilometre bisiklet ve 5 kilometre koşu parkurlarında mücadele ettiler.
Olimpik mesafede erkeklerde milli paratriatlet Uğurcan Özer ipi göğüslerken, kadınlarda Yaren Demirdöğenler birinciliği elde etti. Sprint kategorisinde ise erkeklerde Mikhail Venediktov, kadınlarda Özlenen İpek Günad zirveye yerleşti. Madalya töreninde sporcuların sevinci görülmeye değerdi. Burdur Valisi Tülay Baydar Bilgihan, Yeşilova Kaymakamı Mustafa Turan, Yeşilova Belediye Başkanı Okan Kurd ve Gençlik ve Spor İl Müdürü Orhan Kemerkaya, başarılı sporculara ödüllerini takdim etti.
Yarışın ardından düzenlenen after-party, sporcuların ve izleyicilerin yorgunluğunu atmasına olanak sağladı. DJ performansıyla hareketlenen gecede, müzik ve dansla günün yorgunluğu unutuldu. Salda Gölü’nün büyüleyici atmosferi, eğlenceye ayrı bir renk kattı.
Etkinlik, Salda Gölü’nün 2. derece doğal SİT alanı ve özel çevre koruma bölgesi statüsünde bulunması nedeniyle tartışmaları da beraberinde getirdi. Salda Gölü Koruma Derneği, organizasyona sert tepki gösterdi. Dernek yetkilileri, yüzlerce sporcunun göle girmesiyle gölün benzersiz mikrobiyalit yapılarının ve beyaz kumullarının zarar gördüğünü iddia etti. Ayrıca, ter ve güneş kremi gibi maddelerin gölün hassas biyokimyasal dengesini bozabileceği endişesini dile getirdiler.
Dernek Başkanı Ayşe Hanım, “Bu tür etkinlikler, çevresel duyarlılıkla değil, tamamen tanıtım amaçlı yapılıyor. Var olan çöp ve kirlilik sorunları görmezden geliniyor. Salda Gölü’nün korunması için daha güçlü adımlar atılması gerekiyor,” dedi. Dernek, Salda Gölü’nün doğrudan etkilenmeyeceği şekilde etkinliklerin planlanması, etkin temizlik ve denetim altyapısı kurulması ve gölün daha güçlü koruma statüsüne alınması gibi taleplerini yineledi.
Burdur Valiliği yetkilileri ise, etkinliğin çevreye duyarlı bir şekilde gerçekleştirildiğini savundu. “Beyaz Adalar” bölgesinin araç trafiğine kapatıldığını, yaya erişiminin sınırlandırıldığını ve sadece elektrikli araçlara izin verildiğini belirttiler. Ayrıca, etkinlik süresince temizlik, sağlık ve güvenlik gibi alanlarda toplam 495 personelin görev yaptığını ve resmi verilere göre hiçbir tahribat ve çevresel zararın oluşmadığını vurguladılar.
Valilikten yapılan açıklamada, “Tüm işlemler ilgili kurumların koordinasyonuyla, izinli ve kurallara uygun şekilde yapılmıştır. Salda Gölü’nün korunması bizim önceliğimizdir ve bu tür etkinliklerin çevreye zarar vermemesi için gerekli tüm önlemler alınmıştır,” denildi.
Burdur Valiliği, TÜBİTAK ve Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi iş birliğiyle Salda Gölü Bilim, Eğitim ve Doğa Koruma Uygulama ve Araştırma Merkezi kapsamında 2026 Mayıs ayında bir bilim kongresi düzenlenmesi planlanıyor. Bu kongreyle, Salda Gölü’nün korunması ve sürdürülebilirliği konularında bilimsel çalışmaların yapılması ve farkındalık oluşturulması hedefleniyor.
Salda Gölü’nde düzenlenen triatlon etkinliği, spor ve doğanın bir araya gelebileceğini gösterirken, çevresel hassasiyetin de ne kadar önemli olduğunu bir kez daha hatırlattı. Etkinliğin yankıları sürerken, yetkililerin ve çevrecilerin ortak bir noktada buluşarak Salda Gölü’nün geleceği için en doğru kararları alması bekleniyor. Unutulmamalıdır ki, Salda Gölü sadece Burdur’un değil, tüm Türkiye’nin ortak değeri ve gelecek nesillere aktarılması gereken bir mirastır.