ABD Başkanı Donald Trump, İsrail ve Hamas’ın ABD öncülüğünde hazırlanan barış planının ilk aşamasının imzalandığını duyurdu. Anlaşma, rehinelerin serbest bırakılması ve İsrail’in askerlerini belirli bir hatta çekilmesini öngörüyor.
ABD Başkanı Donald Trump, uzun süredir beklenen Ortadoğu barış planında önemli bir adım attı. Trump, İsrail ve Hamas’ın, ABD’nin arabuluculuğunda hazırlanan barış planının ilk aşamasını imzaladığını açıkladı. Bu gelişme, bölgede yıllardır süren çatışmalara son verme umutlarını yeniden alevlendirdi.
Birlik Haber Ajansı (BHA) ABD Temsilcisi Yakup Diricanlı’nın aktardığı bilgilere göre, Başkan Trump anlaşmanın temel unsurlarını sosyal medya hesabından duyurdu. Anlaşma, öncelikle Hamas’ın elindeki tüm rehinelerin serbest bırakılmasını öngörüyor. Ardından, İsrail ordusu, üzerinde mutabık kalınan bir sınır hattına çekilecek. Trump, bu adımların her iki taraf için de adil bir çözüm zemini oluşturacağını vurguladı.
Peki, bu “mutabık kalınan sınır hattı” tam olarak neresi? Bu sorunun cevabı henüz net değil. Ancak, diplomatik kaynaklar, hattın 1967 sınırları temel alınarak çizildiğini, ancak bazı küçük değişikliklerin de masada olduğunu belirtiyor. Bu değişikliklerin, özellikle İsrail yerleşimlerinin yoğun olduğu bölgelerde, İsrail’in lehine olabileceği konuşuluyor.
Trump, açıklamasında, bu anlaşmanın sadece İsrail ve Filistin için değil, aynı zamanda tüm Arap ve Müslüman dünyası için de büyük bir önem taşıdığını belirtti. “Bu, hepimiz için büyük bir gün” diyen Trump, barış sürecine katkı sağlayan ülkelere de teşekkür etti. Özellikle Katar, Mısır ve Türkiye’nin arabuluculuk çabalarına dikkat çeken Trump, “Barışı sağlayanlar kutsaldır” ifadesini kullandı.
Türkiye’nin bu süreçteki rolü, Ankara’da da yakından takip ediliyor. Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, Türkiye’nin her zaman barış ve istikrarın sağlanması için çaba gösterdiği vurgulanarak, bu anlaşmanın kalıcı bir çözüme ulaşılması için önemli bir fırsat olduğu belirtildi.
Anlaşmanın en kritik noktalarından biri, Hamas’ın elindeki rehinelerin ne zaman serbest bırakılacağı. Trump, bu konuda net bir tarih vermese de, “TÜM rehineler çok yakında serbest bırakılacak” şeklinde bir ifade kullandı. Bu açıklama, rehinelerin aileleri ve yakınları arasında büyük bir umut yarattı. Ancak, bazı uzmanlar, Hamas’ın rehineleri serbest bırakma sürecinin karmaşık olabileceğine ve zaman alabileceğine dikkat çekiyor.
İsrail’de ise anlaşmaya yönelik tepkiler karışık. Başbakanlık ofisinden henüz resmi bir açıklama yapılmazken, hükümet içindeki bazı isimler anlaşmaya destek verdiklerini açıkladı. Ancak, özellikle sağ kanat partiler, İsrail’in askerlerini geri çekmesini ve bazı toprakları Filistinlilere bırakmasını eleştiriyor. Bu partiler, anlaşmanın İsrail’in güvenliğini tehlikeye atacağını savunuyor.
Tel Aviv sokaklarında konuştuğumuz vatandaşlar da farklı görüşlere sahip. Kimi vatandaşlar, barış için her türlü fedakarlığın yapılması gerektiğini savunurken, kimileri ise Filistinlilere güvenilemeyeceğini ve anlaşmanın kalıcı olmayacağını düşünüyor.
Gazze ve Batı Şeria’da ise anlaşma büyük bir sevinçle karşılandı. Sokaklarda toplanan Filistinliler, sevinç gösterilerinde bulundu ve barışın gelmesi için dua etti. Hamas yetkilileri de yaptıkları açıklamada, anlaşmanın Filistin halkının haklarını koruyacağını ve kalıcı bir barışın temelini oluşturacağını belirtti.
Ancak, bazı Filistinli gruplar, anlaşmanın Filistin halkının tüm taleplerini karşılamadığını ve İsrail’in işgaline son vermediğini savunuyor. Bu gruplar, mücadeleye devam edeceklerini ve Filistin’in tamamının özgürleşmesi için çalışacaklarını ifade ediyor.
Trump’ın “güçlü, kalıcı ve kalpsiz bir barışın temelini oluşturacağını” söylediği bu anlaşma, Ortadoğu’da kalıcı bir barış getirecek mi? Bu sorunun cevabı henüz belirsiz. Anlaşmanın uygulanması, her iki tarafın da taahhütlerine sadık kalması ve aralarındaki güvenin yeniden inşa edilmesi gerekiyor. Ayrıca, anlaşmanın tüm Filistinli gruplar tarafından kabul görmesi de önemli. Aksi takdirde, bölgede yeniden çatışmaların yaşanması kaçınılmaz olabilir.
Ortadoğu’da barışın sağlanması, uzun ve zorlu bir süreç. Ancak, bu anlaşma, o sürece atılan önemli bir adım olarak değerlendirilebilir. Umalım ki, bu adım, bölgede kalıcı bir barışın ve istikrarın sağlanmasına katkıda bulunsun.