EİT Zirvesi Hankendi’de Yankılandı: Türk Birliği’nin Geleceği Masada mı?

Yayınlama: 14.10.2025
A+
A-

17. Ekonomik İşbirliği Teşkilatı Zirvesi, Azerbaycan’ın Hankendi şehrinde gerçekleşti. Zirvede Türk Birliği’nin geleceği, KKTC’nin tanınma süreci ve Türkmenistan’ın rolü gibi konular masaya yatırıldı.

EİT Zirvesi Hankendi’de Yankılandı: Türk Birliği’nin Geleceği Masada mı?

Özet: 17. Ekonomik İşbirliği Teşkilatı Zirvesi, Azerbaycan’ın Hankendi şehrinde gerçekleşti. Zirvede Türk Birliği’nin geleceği, KKTC’nin tanınma süreci ve Türkmenistan’ın rolü gibi konular masaya yatırıldı.

Azerbaycan’ın bir zamanlar işgal altında olan ve işgalcilerin başkent olarak kullandığı Hankendi şehri, önemli bir zirveye ev sahipliği yaptı. 17. Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (EİT) Zirvesi, bölge ülkelerinin liderlerini bir araya getirirken, zirvenin Hankendi’de yapılması Azerbaycan’ın gücünü tüm dünyaya göstermesi açısından ayrı bir önem taşıyordu. Peki, bu zirvede neler konuşuldu, hangi mesajlar verildi ve Türk Birliği’nin geleceği için ne gibi adımlar atıldı?

EİT’nin Tarihi ve Hankendi Zirvesi’nin Önemi

EİT’nin temelleri aslında ta 1964’e kadar uzanıyor. Türkiye, Pakistan ve İran’ın ekonomik işbirliğini artırma amacıyla kurduğu “Kalkınma İçin Bölgesel İşbirliği (RCD)”, 1979’daki İran devrimiyle sekteye uğrasa da, 1985’te EİT adıyla yeniden doğdu. Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla bağımsızlığını kazanan Türk Cumhuriyetleri’nin de katılımıyla EİT, daha geniş bir coğrafyaya yayıldı. Bugün Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Türkmenistan, Tacikistan ve Afganistan da bu teşkilatın üyesi. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ise gözlemci üye statüsünde.

Zirvenin Hankendi’de yapılması, sembolik bir anlam taşıyor. Azerbaycan’ın Karabağ zaferiyle birlikte bölgedeki ağırlığı arttı ve bu zirve, Azerbaycan’ın bu yeni konumunu perçinlemesi açısından önemli bir fırsat oldu. Zirveye katılım da oldukça genişti. Türkiye, Azerbaycan, İran, Özbekistan, Kırgızistan, Tacikistan ve KKTC Cumhurbaşkanları, Kazakistan Başbakanı, Afganistan Geçici Hükümeti Başbakan Yardımcısı zirvede yerini aldı. Birleşik Arap Emirlikleri Endüstri ve İleri Teknoloji Bakanı da üye olmamasına rağmen zirveye katılan isimler arasındaydı.

Türkmenistan’ın Zirvedeki Duruşu: İşbirliğine Mesafe mi?

Zirvede dikkat çeken bir nokta ise Türkmenistan’ın katılım düzeyi oldu. Türkmenistan, zirveye Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı düzeyinde katılım gösterdi. Bu durum, Türkmenistan’ın Türk Devletleri Teşkilatı’ndaki gözlemci üye statüsündeki mesafeli duruşuyla birleşince, akıllara “Türkmenistan bölgedeki işbirliğine neden istenilen düzeyde yanaşmıyor?” sorusunu getirdi. Hatta bazıları, “Acaba Aşkabat’ta bir çekince mi var?” diye düşünmeden edemiyor.

Peki, Türkmenistan’ın bu tavrı görmezden gelinmeli mi? Bence hayır. Türkmenistan’ın hem Türk Devletleri Teşkilatı’na tam üye olarak hem de EİT’ye Devlet Başkanlığı düzeyinde katılması, her iki yapının da gücüne güç katacaktır. Bu nedenle, Türkmenistan’ın tavrını değiştirecek adımlar atılmalı ve en üst düzeyde Türk Devletleri Teşkilatı’na ve EİT’ye entegre olması sağlanmalı. Unutmayalım ki, Türkmenistan’ın tam destek vermediği bir Türk Devletleri Teşkilatı ve EİT her zaman eksik kalır.

KKTC’nin Zirvedeki Varlığı: “Ben de Varım!”

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, EİT zirvesinde önemli bir mesaj verdi: “Ben de varım, ben de bir gücüm ve artık tanınmamın zamanı geldi!” KKTC’nin bu zirvedeki varlığı, her ne kadar hala zirveye katılan ülkelerin çoğunluğu tarafından tanınmasa da, büyük bir adım olarak değerlendirilebilir. Umarım başta Azerbaycan ve diğer Türk Devletleri olmak üzere, birçok ülke KKTC’yi yakın zamanda tanır ve Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olarak hak ettiği yeri almasını sağlar.

Türkiye ve Azerbaycan’ın Bölgedeki Gücü

Karabağ zaferinden sonra Azerbaycan’ın bölgedeki rolü ve ağırlığı arttı. Önceden Türk Birliği’nde Türkiye tek denge ve güç unsuru iken, şimdi Azerbaycan da aktif denge kuran ve hatta denge bozan bir güç haline gelmeye başladı. Azerbaycan Türkü Siyaset Bilimci Ramiya Mamedova’nın da dediği gibi, “Türkiye Türk Birliği’nin beyni, Azerbaycan kalbi; diğer Türk Devletleri de Türk Birliği’ni bir vücut olarak düşünürsek birliğin diğer organları.” Azerbaycan’ın bölgede bir güç haline gelmesi, Türkiye, Türk birliği ve bölge için hayati öneme sahip.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın zirvedeki konuşmasında vurguladığı gibi, ekonomik anlamda güçlü olmak siyasi olarak da güçlü olmak anlamına geliyor. Erdoğan, İsrail’in haksızlığını, EİT’nin haklıyı desteklediğini, yenilenebilir enerjinin ve iklim değişikliğine karşı mücadelenin önemini de dile getirdi.

Zengezur Koridoru ve Ticaret Hacmi Hedefleri

Zirvede Zengezur koridorunun açılmasının bölge ekonomisini canlandıracağı ve ticaret hacminin en az 100 milyar dolara çıkarılması gerektiği vurgulandı. Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev ise Azerbaycan’ın barışçıl bir devlet olduğunu, ancak hala Ermenistan tarafından işgal edilen Azerbaycan topraklarının olduğunu ve Batı Azerbaycan gerçeğinin tüm dünya tarafından görülmesi gerektiğini söyledi.

Sonuç: Daha Gidilecek Çok Yol Var

Bu tür toplantılar, bölge ülkeleri arasındaki işbirliğini artırmak ve ortak sorunlara çözüm bulmak adına önemli bir platform sunuyor. Ancak, alınan kararların ne kadar uygulanıp uygulanmadığını zaman gösterecek. Türkiye ve Azerbaycan’ın bölgedeki belirleyici güç olduğu yadsınamaz bir gerçek. Türk Birliği adına, birliğin beyni Türkiye ne kadar güçlü olursa, kalbi Azerbaycan ne kadar güçlü olursa diğer Türk Devletleri de bölgede o kadar güçlü olur. Türkmenistan’ın aktif rol almaya ikna edilmesi ve EİT’nin devletler düzeyinde alınan kararların özel sektöre ulaşmasını sağlaması gerekiyor. Aksi takdirde, ticaretin gelişmesi zorlaşacaktır.

Son zamanlarda KKTC’nin tanınması ve ilişkiler bakımından olumlu gelişmeler yaşansa da, bu çalışmalar hala istenilen düzeyde ve etkide değil. Daha yapılacak çok iş, gidilecek çok yol var…

REKLAM VERMEK İÇİN ARAYIN
0532 659 8130