Yeşil Vatan Alarm Veriyor: Orman Yangınları Neden Artıyor?

Yayınlama: 13.10.2025
A+
A-

Prof. Dr. Zakir Avşar, orman yangınlarının artış nedenlerini ve alınması gereken önlemleri değerlendirdi. İklim krizi ve insan ihmalinin yangınlardaki rolüne dikkat çeken Avşar, geleceğe yönelik çözüm önerileri sundu.

Yeşil Vatan Alarm Veriyor: Orman Yangınları Neden Artıyor?

Ankara – Yaz mevsiminin kavurucu sıcakları kendini hissettirirken, orman yangınları da yeniden gündemimize oturdu. Televizyon ekranlarında yükselen dumanlar, alevler ve gözlerimizdeki korku, bu yaz da değişmedi. Antalya’dan İzmir’e, Muğla’dan Hatay’a yayılan yangın haberleri, Prof. Dr. Zakir Avşar’ı “Yeşil Vatan Yanarken Sessiz Çığlıklar” başlıklı bir yazı kaleme almaya itti. Avşar, yazısında yangınların nedenlerini ve alınması gereken önlemleri masaya yatırıyor.

Orman İşçileri ve Gönüllüler Canla Başla Mücadele Ediyor

Dr. Murat Yılmaz’ın girişimiyle, Prof. Dr. Avşar, Öz Orman İş Sendikası Genel Başkanı Settar Aslan ve yönetim kurulu üyeleriyle bir araya geldi. “Yeşil vatan neden yanıyor, neler yapılmalı?” sorusu etrafında yapılan bu sohbette, orman yangınlarıyla mücadeledeki zorluklar ve çözüm önerileri ele alındı. Unutulmamalıdır ki, bu toprakları korumak için canını feda eden, şehit düşen 145 orman kahramanımız var. Onların aziz hatıraları, bu mücadelede bizlere ilham kaynağı olmaya devam ediyor.

Türkiye’de 25 bin orman işçisi ve 131 bin eğitimli gönüllü, yangınlarla mücadelede canla başla çalışıyor. Gökyüzünde onlarca uçak, yüzü aşkın helikopter ve insansız hava araçları, adeta yeşil vatana bir kurtarma filosu oluşturuyor. Ancak, orman yangınlarıyla mücadele sadece havadan müdahale ile sınırlı değil. Ormancılar, hava unsurlarının yangınların hızını yavaşlattığını, ancak asıl söndürme işinin kara unsurları tarafından yapıldığını vurguluyor. Çünkü ormanlar engebeli arazilerden, dağlardan ve tepelerden oluşuyor. Araçların giremediği bu alanlarda, insan gücü ve kol gücü her şeyin üzerinde.

Nitelikli İşçi İhtiyacı Devam Ediyor

Öz Orman İş Sendikası Genel Başkanı Settar Aslan, orman yangınlarıyla mücadelede nitelikli işçi ihtiyacına dikkat çekiyor. Aslan’ın verdiği bilgilere göre, 774 gözetleme kulesinde 24 saat vardiyalı olarak görev yapan 2328 kişi, 1786 arazözde görevli 3572 şoför ve 2742 ilk müdahale aracı bulunuyor. İş makineleriyle birlikte toplamda 9463 kişi arazide aktif olarak görev yapmıyor. Bu da yangın anında mücadele edecek personel sayısının 12.537 kişiyle sınırlı kalmasına neden oluyor. Yani, havadan müdahalede ve araç-gereç konusunda bir sıkıntı olmasa da, nitelikli orman işçisi ihtiyacı hala devam ediyor.

Orman Yangınlarının Artış Nedenleri

Peki, bunca tedbire ve mücadeleye rağmen orman yangınlarının hem sıklığı hem de büyüklüğü neden artıyor? Prof. Dr. Zakir Avşar’a göre bunun en önemli nedeni iklim krizi. Yazlar uzuyor, sıcak hava dalgaları yaygınlaşıyor, nem oranı düşüyor ve kuraklık artıyor. Hava sıcaklığı 40 dereceyi aştığında ve rüzgâr kuvvetli estiğinde, en ufak bir kıvılcım bile yüzlerce hektarlık alanı kül edebiliyor.

İnsan Eli de Yangınların Başlıca Sebebi

Ancak, yangınların artışında sadece iklim krizi etkili değil. İşin bir diğer boyutunda insan eli var. Atılan bir sigara izmariti, piknik sonrası söndürülmeyen bir mangal, bilinçsizce bırakılan cam şişeler, anız yakmak, orman giriş yasaklarına uymamak… Ne yazık ki, orman yangınlarının büyük bir bölümü insan ihmaliyle başlıyor.

Teknoloji ve İnsan Gücü El Ele

Türkiye, geçmişte yangınlara müdahalede zorluklar yaşarken, bugün teknolojiye dayalı yeni bir mücadele hattı kurdu. Yangınlar insansız hava araçlarıyla izleniyor, yangın gözetleme kulelerinden 7/24 kameralarla erken uyarı alınıyor, yangına müdahale süreleri 10 dakikanın altına indiriliyor, hava araçlarıyla geniş alanlara hızla müdahale ediliyor. Bu kapasite artışı sayesinde, çok daha büyük felaketlerin önüne geçiliyor ve yangınlar kısa sürede kontrol altına alınabiliyor.

Ancak, her şey teknoloji değil. Öz Orman İş Sendikası Genel Başkanı Settar Aslan’ın da belirttiği gibi, esas kahramanlar bu teknolojiyi kullananlar ve doğrudan, canı pahasına yangınla mücadele eden ekipler, orman işçileri, köylüler, gönüllüler… Onların emeği, fedakarlığı, vefakarlığı ve cesareti, yangınlara karşı en güçlü kalkanımız olmaya devam ediyor.

Ormanları Korumak Geleceğe Sahip Çıkmaktır

Unutmayalım ki, orman yangınları ile mücadele sadece orman teşkilatının, işçisinin ya da ilgili bakanlıkların işi değil. Bu ülkenin her ferdi, ormanın bir parçasıdır ve yangınlara karşı bir sorumluluğu vardır. Yanan her orman, sadece doğanın değil, bizim de kaybımızdır. Orman, bir milletin bağımsızlığı kadar önemli bir değerdir; toprağımızı, suyumuzu, havamızı korur, çocuklarımızın geleceğini güvence altına alır. Bu yüzden ormanlara sahip çıkmak, ülkeye sahip çıkmaktır.

Yanan Alanlar İmara Açılamaz

Yangın sonrası yaşanan en önemli hatalardan biri, yanan alanların imara açılacağı söylentileri veya bu alanların bilinçsiz şekilde betonlaşmasına yönelik girişimlerdir. Anayasa ve ilgili yasalar açık: Yanan orman alanları orman vasfını korur ve başka bir amaçla kullanılamaz. Bu kural, gelecek nesiller için ormanların korunmasının en temel güvencesidir.

Geleceğe Yönelik Önlemler

Prof. Dr. Zakir Avşar, geleceğe yönelik olarak alınması gereken önlemleri şöyle sıralıyor: İmar faaliyetlerinin yangına hassas alanlardan uzaklaştırılması, yapılaşmanın sınırlandırılması ve tampon alanların oluşturulması, İHA ve uydu verileriyle yangın risk haritalarının sürekli güncellenmesi, yerel halkın yangınla mücadelede gönüllülük esasına dayalı olarak eğitilmesi, orman köyleri çevresinde yangına dayanıklı bitki türleri ile koruyucu şeritlerin oluşturulması, yangın sezonlarının uzamasına karşı personel, ekipman ve hava araçları kapasitesinin esnek planlanması, yanan alanların imara açılmaması için sıkı denetimlerin sürdürülmesi, yangına dayanıklı ağaçların dikilmesi ve ormanların buna uygun hale getirilmesi.

Yangından sonra doğanın kendini onarması için sabırlı olmak ve ekolojik restorasyon süreçlerine saygı göstermek gerektiğini vurgulayan Avşar, ormanların kendini yenileme kabiliyetine sahip olduğunu ve bu iyileşme sürecini korumak ve desteklemek gerektiğini belirtiyor.

Unutmayalım ki, bir ormanın yeniden oluşması onlarca yıl alırken, bir kıvılcımın ormanı yok etmesi sadece birkaç saat sürüyor. Yangınları tamamen durdurmak mümkün olmayabilir, ama onları önlemek elimizdedir. Yangın çıktığında daha hızlı müdahale etmek elimizdedir. Doğayı korumak için bilinçli davranmak elimizdedir.

Bu yaz günlerinde, sıcaklıklar artarken, rüzgârlar şiddetlenirken bir kez daha hatırlayalım: Yeşil vatanın sessiz çığlıklarını duymak, hepimizin insanlık görevidir. Çünkü bu topraklar bize atalarımızdan miras değil, çocuklarımızdan ödünç alınmıştır. Yeşil

REKLAM VERMEK İÇİN ARAYIN
0532 659 8130