Milas’ta Termik Santral Alarmı: Sağlık Etkileri Masaya Yatırıldı

Yayınlama: 11.10.2025
A+
A-

Muğla’da vahşi madencilik ve termik santrallerin yarattığı çevresel tahribat, Milas’ta düzenlenen sempozyumda tartışıldı. Uzmanlar, bölgedeki sağlık risklerine dikkat çekerek acil önlem çağrısında bulundu.

Milas’ta Termik Santral Alarmı: Sağlık Etkileri Masaya Yatırıldı

Muğla’nın incisi Milas, bu kez güzelim koyları ve antik kentleriyle değil, çevresel tehditlerle gündemde. Muğla Büyükşehir Belediyesi’nin öncülüğünde düzenlenen “Vahşi Madencilik, Termik Santraller ve Sağlık Etkileri Sempozyumu”, Milas Belediye Evlendirme ve Toplantı Salonu’nda gerçekleşti. Salonu dolduran kalabalık, bölgedeki çevre sorunlarına duyulan kaygının en net göstergesiydi adeta. CHP Muğla Milletvekili Gizem Özcan’dan Milas Belediye Başkanı Fevzi Topuz’a, akademisyenlerden hekimlere, çevre gönüllülerinden hukukçulara kadar pek çok isim, aynı amaç için bir araya geldi: Muğla’nın geleceğini kurtarmak.

Muğla’nın Doğası Alarm Veriyor

Sempozyumda konuşulanlar, Muğla’nın ne yazık ki pek de iç açıcı olmayan bir fotoğrafını ortaya koydu. Madencilik ve enerji yatırımlarının bölge üzerindeki baskısı, halk sağlığına etkileri, sürdürülebilir kalkınma ve çevre politikaları gibi konular, bilim insanlarının ve yerel yöneticilerin katılımıyla enine boyuna tartışıldı. Konuşmacılar, Muğla’nın eşsiz doğasının ve insanların sağlığının, ekonomik çıkarlar uğruna nasıl hiçe sayıldığına dair çarpıcı örnekler sundular.

“Vahşi Kapitalizm Doğayı Yok Ediyor”

Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Dr. Mehmet Aydemirbaş, sempozyumdaki konuşmasında adeta hepimizin içinden geçenleri dile getirdi. “Doğa, vahşi kapitalist düzen içinde en büyük zararı görüyor. Muğla bu konuda çok mağdur,” diyen Aydemirbaş, verilen mücadelenin bilimle desteklenmesi gerektiğinin altını çizdi. Tüketim çılgınlığının ve para hırsının doğayı nasıl yok ettiğini vurgulayan Aydemirbaş, “Zeytinimizi, suyumuzu, havamızı korumak için önce ruhlarımızı temizlememiz gerek,” diyerek hepimize bir ayna tuttu. Atatürk’ün “Zeytin ağacını kökünden sökmek, toprakla yapılan bir anlaşmayı bozmak gibidir” sözünü hatırlatarak, toprağa olan sorumluluğumuzu bir kez daha hatırlattı.

Maden Ruhsatları Muğla’yı Kuşatmış Durumda

Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Ali Osman Karababa’nın açıklamaları ise adeta yürekleri dağladı. “Muğla’nın yüzde 68’i madenlere tahsis edilmiş durumda,” diyen Karababa, bu durumun beraberinde getirdiği ciddi sağlık sorunlarına dikkat çekti. Hava, su ve toprak kirliliğinin giderek arttığını belirten Karababa, doğanın metalaştırılıp paraya çevrilmesinin insan sağlığını tehdit ettiğini söyledi. Karababa, bu mücadeleye destek veren Muğla Büyükşehir Belediyesi’ne de teşekkürlerini iletti.

Yatağan’daki Termik Santral Gerçeği

Sempozyumda en dikkat çekici sunumlardan biri de Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Sebahat Genç tarafından yapıldı. Genç, Yatağan Termik Santrali’nin halk sağlığı üzerindeki etkilerini ortaya koyan bir araştırmayı paylaştı. Araştırma sonuçları, Yatağan’da yaşayanların sağlığının ne denli büyük bir tehdit altında olduğunu gözler önüne serdi.

Ölüm Oranları Yüksek, Hastalıklar Artıyor

Dr. Genç’in araştırmasına göre, Yatağan ve Bodrum arasındaki ölüm oranları karşılaştırıldığında, Yatağan’da ölüm oranının %23 daha fazla olduğu tespit edildi. Beş yıllık bir tarama sonucunda, Yatağan’da akciğer kanseri vakaları 8,7 kat, KOAH 1,7 kat, astım 5 kat, kalp ritim bozuklukları 3,5 kat ve şeker hastalığı başvuruları 4 kat daha fazla çıktı. Dr. Genç, bu hastalıkların tamamının hava kirliliğinin sonucu olduğunu belirterek, “Cennet Muğla’mız büyük bir saldırı altında, bu bir ekokırımdır,” ifadelerini kullandı. Bu vahim tablo, termik santrallerin ve diğer kirli sanayi tesislerinin bölge halkının sağlığı üzerindeki yıkıcı etkilerini açıkça gösteriyor.

“Doğayı Savunmak, Milas’ı Savunmaktır”

Milas Belediye Başkanı Fevzi Topuz’un konuşması ise umut vericiydi. Topuz, Milas’ın doğanın, emeğin ve dayanışmanın kenti olduğunu vurgulayarak, “Ancak bugün vahşi madencilik, termik santraller ve denetimsiz sanayi baskısı nedeniyle zeytinliklerimiz, ormanlarımız ve sağlığımız risk altında,” dedi. Bu durumun bir halk sağlığı sorunu olduğunu belirten Topuz, hiçbir ekonomik gerekçenin insan yaşamından üstün olamayacağının altını çizdi. Belediyeciliğin sadece yol yapmak olmadığını, havayı, suyu, toprağı korumak olduğunu ifade eden Topuz, “Her karış toprağımız, her damla suyumuz, her nefesimiz için mücadeleye devam edeceğiz. Doğayı savunmak, Milas’ı savunmaktır,” diyerek kararlılığını gösterdi.

Zeytin Yasası Delinirse, Yaşam Yok Olur

CHP Muğla Milletvekili Gizem Özcan ise 1939’dan bu yana yürürlükte olan Zeytin Yasası’nın son düzenlemelerle delindiğine dikkat çekti. Özcan, “Bugün Ankara’daki katliamın 10. yıl dönümü; yaşam hakkını savunmanın önemini bir kez daha hatırlıyoruz,” diyerek sözlerine başladı. İnsanla doğa yarışa girerse mutlaka doğanın kazanacağını, ancak insanın doğaya uyumlanmak zorunda olduğunu vurgulayan Özcan, TBMM’den geçen yeni düzenlemenin sadece zeytin ağaçlarını değil, yaşamı da yok eden bir yasa olduğunu söyledi. Bu düzenlemeyi Anayasa Mahkemesi’ne taşıdıklarını belirten Özcan, ağacımızı, suyumuzu, zeytinimizi savunmaya devam edeceklerini ifade etti.

Büyükşehir’den Kararlı Duruş

Kıyı Ege Belediyeler Birliği ve Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, sempozyumla ilgili yaptığı değerlendirmede, “Toprağını, ormanını, suyunu kaybeden bir ülke sadece doğal zenginliklerini değil, sağlığını, kültürünü ve geleceğini de kaybeder,” dedi. Muğla’dan yükselen bu sesle sadece çevreyi değil, yaşam hakkını savunduklarını belirten Aras, doğaya rağmen kurulan hiçbir kalkınma modelinin sürdürülebilir olmadığını vurguladı. Aras, vahşi madenciliğin, termik santrallerin ve kirli yatırımların gölgesinde bir gelecek olmadığını, bilimin ışığında, doğayla uyumlu, adil ve sağlıklı bir yaşam için mücadelelerini kararlılıkla sürdüreceklerini sözlerine ekledi.

Milas’ta düzenlenen bu sempozyum, Muğla’nın geleceği için atılan önemli bir adım oldu. Ancak, konuşulanların hayata geçirilmesi ve bölgedeki çevresel tehditlere karşı somut adımlar atılması gerekiyor. Aksi takdirde, Muğla’nın eşsiz doğası ve insanların sağlığı geri dönülmez bir şekilde zarar görebilir. Umuyoruz ki, yetkililer ve ilgili tüm kurumlar bu uyarıları dikkate alarak, Muğla’yı korumak için gereken önlemleri ivedilikle alırlar.

REKLAM VERMEK İÇİN ARAYIN
0532 659 8130