Dünya Sağlık Örgütü Genel Direktörü Dr. Tedros Adhanom Ghebreyesus, Türkiye’nin geleneksel tıbbı modern sağlık hizmetleriyle entegre etme çabalarını takdirle karşıladı. Emine Erdoğan’ı vizyoner liderliği için tebrik eden Dr. Tedros, Sağlık Bakanı Memişoğlu’na da teşekkürlerini iletti.
ANKARA-BHA – Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Genel Direktörü Dr. Tedros Adhanom Ghebreyesus, Türkiye’nin geleneksel tıp alanındaki çalışmalarına övgü dolu bir mesaj gönderdi. Mesajında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Sayın Emine Erdoğan’ı geleneksel tıp alanındaki vizyoner liderliği nedeniyle tebrik eden Dr. Tedros, Sağlık Bakanı Prof. Dr. Kemal Memişoğlu’na da Türkiye’nin geleneksel bilgiyle sağlık inovasyonuna olan bağlılığını gösteren çalışmaları nedeniyle teşekkür etti.
Dr. Tedros, Türkiye’nin Anadolu’nun zengin kültürel mirasından beslenen köklü bir geleneksel tıp geçmişine sahip olduğunu vurguladı. Bu mirasın modern tıpla entegre edilmesinin önemine dikkat çeken DSÖ Genel Direktörü, son yıllarda Türkiye’de atılan adımları takdirle karşıladığını belirtti.
Peki bu adımlar neler? Özellikle hacamat ve sülük tedavisi gibi uygulamaların sertifikalandırılarak modern sağlık hizmetlerine dahil edilmesi, Dr. Tedros tarafından önemli bir gelişme olarak nitelendirildi. Bu uygulamaların belirli standartlara bağlanması, hem hastaların sağlığını koruma altına alıyor hem de geleneksel tıbbın bilimsel yöntemlerle desteklenmesine olanak tanıyor.
Ankara’da yaşayan Ayşe Teyze, yıllardır diz ağrıları için sülük tedavisine başvurduğunu anlatıyor: “Eskiden bu işi yapanı bulmak zordu, güvenilir mi değil mi bilemezdik. Şimdi hastanelerde bile yapılıyor, daha içimiz rahat.” Ayşe Teyze gibi birçok vatandaş, geleneksel yöntemlerin sağlık sistemine entegre edilmesinden memnun.
DSÖ Genel Direktörü, Türkiye’nin geleneksel tıbbı modern sağlık hizmetleriyle birleştirme kararlılığını özellikle vurguladı. Bu süreçte güvenlik, kalite ve modern sağlık hizmeti sunumu ilkelerinin gözetilmesinin önemine dikkat çekti. Türkiye’nin bu konudaki hassasiyeti, uluslararası alanda takdirle karşılanıyor.
Sağlık Bakanlığı yetkilileri, bu çalışmaların uzun süredir devam ettiğini ve amaçlarının, geleneksel ve tamamlayıcı tıp yöntemlerini bilimsel kanıtlara dayalı bir şekilde halkın hizmetine sunmak olduğunu belirtiyorlar. Bu kapsamda, çeşitli eğitim programları ve araştırmalarla geleneksel tıp uygulamalarının etkinliği ve güvenilirliği artırılmaya çalışılıyor.
Hacamat ve sülük gibi uygulamaların sertifikalandırılması, bu alanda hizmet veren kişilerin belirli bir eğitimden geçmesini ve hijyen standartlarına uymasını zorunlu kılıyor. Bu sayede, merdiven altı diye tabir edilen, sağlıksız koşullarda yapılan uygulamaların önüne geçilmesi hedefleniyor.
Konuyla ilgili olarak bir açıklama yapan Prof. Dr. Kemal Memişoğlu, “Geleneksel tıbbı modern tıpla entegre ederken en önemli önceliğimiz, hastalarımızın sağlığı ve güvenliği. Bu nedenle, tüm uygulamaların bilimsel kanıtlara dayalı ve belirli standartlara uygun olarak yapılması için çalışıyoruz” dedi.
Bu gelişmeler, Türkiye’nin sağlık alanındaki yenilikçi yaklaşımının bir göstergesi olarak değerlendiriliyor. Geleneksel bilgeliğin modern bilimle buluşması, hem sağlık hizmetlerinin çeşitliliğini artırıyor hem de hastaların tedavi seçeneklerini genişletiyor.
Bu övgü, Türkiye’nin sağlık alanında attığı adımların uluslararası alanda ne kadar dikkatle takip edildiğini gösteriyor. Geleneksel tıbbın modern sağlık sistemine entegre edilmesi, sadece Türkiye için değil, diğer ülkeler için de örnek teşkil edebilecek bir model oluşturuyor.
Önümüzdeki dönemde, Türkiye’nin bu alandaki çalışmalarını daha da geliştirmesi ve uluslararası işbirliklerini artırması bekleniyor. Anadolu’nun şifalı bitkileri ve yüzyıllardır uygulanan tedavi yöntemleri, modern tıpla birleşerek insanlığa daha sağlıklı bir gelecek sunabilir.
Sonuç olarak, Dünya Sağlık Örgütü’nün bu takdiri, Türkiye’nin geleneksel tıp alanındaki vizyonunun ve çalışmalarının ne kadar değerli olduğunu bir kez daha ortaya koyuyor. Bu alandaki gelişmelerin, hem Türkiye’de hem de dünyada sağlık hizmetlerine yeni bir soluk getireceği umuluyor.