İstanbul merkezli Can Holding ve bağlantılı şirketlere yönelik operasyonda, nitelikli dolandırıcılık, vergi kaçakçılığı ve kara para aklama suçlamalarıyla 121 şirkete el konuldu. MASAK raporları doğrultusunda başlatılan soruşturmada, holdingin mal varlıklarına TMSF kayyım atandı.
İstanbul – BHA (Başkent Haber Ajansı) İstanbul’da sabahın erken saatlerinde başlayan operasyonla, Can Holding ve bağlantılı şirketlerine yönelik büyük bir soruşturma başlatıldı. Savcılık kaynaklarından edinilen bilgilere göre, holding bünyesinde kurulan suç örgütü aracılığıyla nitelikli dolandırıcılık, vergi kaçakçılığı ve kara para aklama gibi ciddi suçlar işlendiği tespit edildi.
Olayın perde arkasında Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) raporları ve mali denetim birimlerinin yaptığı detaylı incelemeler yatıyor. Elde edilen bulgular, holding şirketlerine kaynağı belirsiz, yüklü miktarda para girişlerinin olduğunu gösteriyor. Bu paraların, daha sonra farklı şirketler arasında karmaşık bir şekilde aktarılarak izlerinin kaybettirilmeye çalışıldığı belirtiliyor. Yani, para bir oradan bir oraya dolaştırılmış, sanki bir labirentte kaybolmuş gibi.
Soruşturmanın derinleştirilmesiyle, vergi kaçakçılığına dair çarpıcı detaylar da gün yüzüne çıktı. İddiaya göre, sahte belgeler kullanılarak faturasız işlemler yapılmış ve bu yolla vergi yükümlülüğünün önemli ölçüde azaltılması hedeflenmiş. Bu durum, devletin vergi gelirlerinde ciddi kayıplara yol açmış. Yetkililer, bu tür yöntemlerle kamunun zarara uğratılmasının önüne geçmek için çalışmalarını titizlikle sürdürüyor.
Daha da ilginç olanı, ticari faaliyeti neredeyse hiç bulunmayan bazı şirketlerde sermaye artırımlarına gidilmesi. Bu artırımların kaynağı olarak ise, gerçeği yansıtmayan “ortaklara borçlar” kalemi gösterilmiş. Savcılık, bu yöntemin suçtan elde edilen gelirlerin “Varlık Barışı” düzenlemesi kapsamında sisteme dahil edilerek aklandığı şüphesi üzerinde duruyor. Yani, kirli paralar sanki yasal bir kılıfa büründürülmeye çalışılmış.
Elde edilen yasa dışı gelirlerin akıbeti de soruşturmanın önemli bir parçasını oluşturuyor. Savcılık, bu paraların medya, eğitim, finans ve enerji gibi stratejik alanlarda şirket alımları ve yatırımlara yönlendirildiğini tespit etti. Bu şekilde, örgütün hem ekonomik gücünü artırdığı hem de kamuoyu nezdinde meşruiyet kazanmaya çalıştığı düşünülüyor. Bir nevi, yasa dışı yollarla elde edilen gelirlerle, toplumun gözünde saygın bir imaj yaratılmaya çalışılmış.
Tüm bu bulgular ışığında, savcılık harekete geçerek 121 şirkete ait mal varlıklarına el konulmasına karar verdi. Şirketlerin yönetimi ise Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’na (TMSF) devredildi. TMSF yetkilileri, şirketlerin faaliyetlerinin aksamaması ve mağduriyetlerin önlenmesi için gerekli tüm tedbirlerin alınacağını belirtti. Bu arada, soruşturma kapsamında gözaltı kararı verilen 10 şüpheli için işlemlerin devam ettiği öğrenildi. Polis ekipleri, şüphelilerin ifadelerini alarak olayla ilgili daha fazla bilgiye ulaşmaya çalışıyor.
Bu operasyon, son dönemde artan mali suçlarla mücadeledeki kararlılığı bir kez daha gözler önüne seriyor. Yetkililer, bu tür suç örgütlerinin faaliyetlerinin engellenmesi ve kamu düzeninin korunması için çalışmaların aralıksız devam edeceğini vurguluyor.