Yüzlerce sivil toplum kuruluşu Ankara’da bir araya gelerek Türk Dünyası’nın sorunlarını ve geleceğini konuştu. Türk Birliği’nin devlet politikası haline gelmesi için çağrıda bulunuldu.
Ankara, 10 Eylül 2025 – Türk Dünyası’na gönül veren 200’den fazla sivil toplum kuruluşu (STK), 12 Haziran’da Ankara’da tarihi bir zirve gerçekleştirdi. İlk kez bu kadar geniş katılımlı bir buluşmada, STK’lar dertlerini doğrudan iktidara anlatma ve Türk Birliği’ne giden yolda ortak bir yol haritası belirleme fırsatı buldu.
Zirvenin en çok konuşulan konularından biri, Türk Birliği idealinin devlet politikası haline gelmesiydi. Cumhur İttifakı’nın önde gelen isimlerinden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Türk Dünyasının kederi ortak, sevinci ortak, geleceği de ortak olmalıdır” sözleri ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Türk milliyetçiliğine vurgusu, bu konudaki beklentileri artırdı. 250 milyondan fazla nüfusa, 1.9 milyar dolarlık ticaret hacmine sahip ve ortak tarihi, dini, kültürel bağları olan Türk dünyasının bir araya gelmesi, artık sadece bir hayal olmaktan çıkıp somut adımlarla desteklenmeli.
Zirvede konuşan STK temsilcileri, “Turan” idealinin artık somut adımlarla hayata geçirilmesi gerektiğini vurguladı. “Ben göremezsem bari kızım Almila görsün Türk Birliği’ni” diyenlerin sayısı az değil. Bu, sadece bir siyasi hedef değil, aynı zamanda gelecek nesillere bırakılacak en büyük miraslardan biri olarak görülüyor.
AK Parti bünyesinde Türk Devletleri İlişkiler Başkanlığı’nın kurulması ve başına Prof. Dr. Kürşad Zorlu’nun getirilmesi, Türk Dünyası’na gönül verenler için yeni bir umut ışığı oldu. Zorlu’nun göreve gelmesiyle birlikte makamında gözle görülür bir hareketlilik yaşandı. Türk Dünyası ile ilgili derdi olan herkesin uğrak yeri haline geldi. Zorlu’nun istişareye önem vermesi, muhataplarını dinlemesi ve çözüm odaklı yaklaşımı takdir topluyor. “Ben zaten yıllardır Türk dünyasının içindeyim, ben bilirim” havasında değil, aksine her fikre açık olması dikkat çekiyor.
Ancak, bazı STK temsilcileri, vakit daraldığına dikkat çekerek, konuşmaların sadece konuşmada, kararların sadece kararda kalmaması gerektiğini vurguladı. Eğer alınan kararlar hayata geçirilmezse, bugün Zorlu’ya umut bağlayanlar, yarın “lafta usta, icraatta sıfır” demekten çekinmeyebilir. Bu nedenle, Zorlu’nun işi gerçekten “ZORLU”, ancak bahane üretme lüksü yok. Eğer doğru yönetilirse, Türk Dünyası ideali için kendini adamış, yetişmiş müthiş bir güç de elinde mevcut. Bu güç, düşüncede, medyada, sivil toplumda, ticarette… Yeter ki Zorlu, bu gücün önüne düşebilsin.
Zirvenin sonunda 10 maddelik bir sonuç bildirgesi yayınlandı. Merak edenler, “Türk Dünyası Sivil Toplum Kuruluşları Zirvesi” başlığı ile internetten aratarak bu bildirgeye ulaşabilir. Bildirgede yer alan başlıca maddeler şunlar:
Bu maddelerin her biri, Türk Dünyası için büyük önem taşıyor. Özellikle Türk Dünyası sivil toplum örgütlerinin destekleyici değil, Türk Dünyası’na yön veren, sonuç odaklı ve dönüştürücü bir güç olarak tanımlanması, oluşan yeni vizyonun kamuoyuna ilanı. Türk Dünyası kamuoyu olarak, alınan kararların sadece kağıt üzerinde kalıp kalmayacağını yakından takip edeceğiz.
Peki, bu zirve Türk Birliği hayali için ne ifade ediyor? Alınan kararlar hayata geçecek mi? Yoksa yine bir umut ışığı sönüp gidecek mi? Zaman gösterecek…