İşsizlik Sigortası Fonu, Nisan ayı sonu itibarıyla 427 milyar lirayı aşarak işsizlerin en önemli güvencesi olmayı sürdürüyor. 2025’te işsiz kalan bir kişi için ödenecek en düşük işsizlik ödeneği ise 10 bin 323 lira olarak belirlendi.
Ankara – Türkiye’de işini kaybedenlerin kara gün dostu İşsizlik Sigortası Fonu, büyümeye devam ediyor. 1999’da temelleri atılan ve ilk ödemesini 2002 Haziran’ında yapan fon, bugün geldiği noktada işsiz vatandaşlarımızın en büyük dayanaklarından biri haline geldi. Nisan ayı sonu itibarıyla fonun büyüklüğü 427 milyar 483 milyon liraya ulaştı.
Peki bu devasa fon nasıl oluşuyor ve nerelere harcanıyor? Gelin, biraz daha yakından bakalım. 2023 yılını 358 milyar 971 milyon lirayla kapatan fon, bu yılın sadece ilk dört ayında tam 68 milyar 512 milyon lira büyümüş. Bu artış, işçi ve işverenlerin ödediği primler sayesinde gerçekleşiyor. Ocak-Nisan döneminde fonun toplam gelirleri 146 milyar 83 milyon lira olarak kayıtlara geçti. Bu gelirin büyük bir kısmını, 68 milyar 939 milyon lirayla işçi ve işveren primleri oluşturuyor. Yani hepimizin cebinden çıkan paralar, zor günlerimizde bize geri dönmek üzere bu fonda birikiyor.
Gider kalemlerine baktığımızda ise, en büyük payı işsizlik ödeneği ve teşvik ödemeleri alıyor. Aynı dönemde, işsizlik ödeneği olarak 24 milyar 715 milyon lira, teşvik ve destek ödemeleri olarak da 26 milyar 715 milyon lira harcanmış. Bu rakamlar, fonun işsiz vatandaşlarımıza ve istihdamı desteklemeye yönelik ne kadar önemli bir rol üstlendiğini açıkça gösteriyor.
Şimdi gelelim en can alıcı soruya: İşsizlik maaşı nasıl hesaplanıyor ve kimler bu haktan yararlanabiliyor? İşsizlik ödeneği hesaplanırken, sigortalının son dört aylık brüt kazancı dikkate alınıyor. Bu kazancın yüzde 40’ı, işsizlik maaşı olarak hesaplanıyor. Ancak burada bir üst sınır var: ödeneğin miktarı, asgari ücretin yüzde 80’ini geçemiyor. Yani, ne kadar yüksek maaş alırsanız alın, alacağınız işsizlik maaşı asgari ücretin belirli bir oranını aşamıyor.
Bir de bu hesaptan damga vergisi kesintisi yapılıyor, oran binde 7,59. Mevcut asgari ücret baz alındığında, 2025 yılında dört ay çalışıp işsiz kalan bir vatandaşımız için ödenecek en düşük işsizlik ödeneği 10 bin 323 lira olarak belirlenmiş durumda. Bu rakam, özellikle büyük şehirlerde kiraların ve geçim masraflarının yüksek olduğu düşünüldüğünde, işsiz kalan vatandaşlarımız için önemli bir destek anlamına geliyor.
Peki, işsizlik ödeneğinden yararlanmak için hangi şartları taşımak gerekiyor? Öncelikle, kişinin kendi isteği ve kusuru dışında işsiz kalmış olması şart. Yani, istifa ederek veya işten çıkarılmanıza neden olacak bir davranışta bulunarak işsiz kalırsanız, bu ödenekten yararlanamazsınız. Ayrıca, işten ayrılmadan önceki son 120 gün kesintisiz çalışmış olmanız gerekiyor. Son üç yıl içinde ise en az 600 gün işsizlik sigortası primi ödemiş olmanız gerekiyor ki bu da önemli bir şart. Son olarak, işten ayrıldıktan sonraki 30 gün içinde İŞKUR’a şahsen ya da elektronik ortamda başvurmanız gerekiyor. Aksi takdirde, hakkınız yanabilir.
İşsizlik maaşı alma süresi, sigortalılık sürenize göre değişiyor. Ne kadar uzun süre sigortalı olarak çalıştıysanız, o kadar uzun süre işsizlik maaşı alabilirsiniz. İşte detaylar:
Bu bilgiler ışığında, işsizlik sigortasının ne kadar önemli bir güvence olduğunu bir kez daha anlıyoruz. Her ne kadar kimse işsiz kalmak istemese de, hayatın ne getireceği belli olmaz. Bu nedenle, işsizlik sigortası primlerimizi düzenli ödemek ve haklarımızı bilmek, geleceğe daha güvenle bakmamızı sağlıyor.
Unutmayın, işsizlik maaşı sadece bir para yardımı değil, aynı zamanda yeni bir iş bulma sürecinde size zaman kazandıran ve moralinizi yüksek tutmanıza yardımcı olan bir destek mekanizmasıdır.