Eski ABD Başkanı Trump’ın Ortadoğu temsilcisi Tom Barrack’ın Türkiye’nin iç işlerine yönelik tartışmalı açıklamaları, siyasi çevrelerde yankı bulmasına rağmen henüz resmi bir tepkiyle karşılanmadı. Barrack’ın Lübnan’da gazetecilere yönelik kullandığı ifadeler de tepki çekiyor.
Eski ABD Başkanı Donald Trump’ın Ortadoğu temsilcisi ve bir dönem Amerikan elçisi olarak anılan Tom Barrack’ın son günlerdeki açıklamaları, Türkiye’de tartışma yaratmaya devam ediyor. Sosyal medyada yükselen tepkilere rağmen, Ankara’dan henüz resmi bir yanıt gelmemesi dikkat çekiyor. Peki, bu sessizliğin ardında ne yatıyor?
Reddit’te r/Turkey başlığı altında yapılan bir paylaşımda, Barrack’ın Türkiye’nin iç işlerine karıştığı ve “Türk ulus devlet sisteminin size uygun olmadığı, Osmanlı tarzı millet sistemine geçmeniz gerektiği” yönünde ifadeler kullandığı iddia edildi. Bu iddialar, sosyal medyada hızla yayılarak geniş kitlelerin tepkisini çekti. Özellikle ulus devlet modelinin sorgulanması ve Osmanlı İmparatorluğu’na gönderme yapılması, bazı kesimler tarafından Türkiye’nin iç işlerine doğrudan bir müdahale olarak değerlendirildi. Bu türden açıklamaların, diplomatik teamüllere aykırı olduğu sıklıkla vurgulanıyor.
Peki, bu iddialar ne kadar doğru? Henüz resmi bir doğrulama olmamasına rağmen, sosyal medyadaki yankısı oldukça büyük. Birçok kullanıcı, Barrack’ın bu sözlerinin kabul edilemez olduğunu ve Türkiye’nin egemenliğine saygısızlık anlamına geldiğini belirtiyor. Hatta bazıları, bu durumu “dış güçlerin Türkiye’yi parçalama çabası” olarak yorumluyor.
İşin ilginç yanı, bu kadar sert eleştirilere rağmen ne Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan ne de AK Parti veya Cumhur İttifakı’nın diğer önemli isimlerinden herhangi bir tepki gelmemesi. Bu sessizlik, akıllara çeşitli soruları getiriyor. Acaba Ankara, bu açıklamaları ciddiye almıyor mu? Yoksa diplomatik bir strateji mi izleniyor?
Uzmanlar, bu sessizliğin farklı nedenleri olabileceğini belirtiyor. Bir ihtimal, Ankara’nın bu türden açıklamaları muhatap alarak daha fazla gündeme getirmek istememesi. Bir diğer ihtimal ise, Türkiye ile ABD arasındaki hassas ilişkilerin zarar görmemesi için temkinli davranılması. Ancak, kamuoyunda oluşan rahatsızlığın giderilmesi için bir açıklama yapılması gerektiği de sıklıkla dile getiriliyor.
Barrack’ın karıştığı tek tartışma bu değil. İddialara göre, aynı şahıs Lübnan’da gazetecilere “hayvan” diyerek hakaret etmiş. Bu iddia da sosyal medyada büyük tepki topladı. Birçok kişi, Barrack’ın bu tavrının kabul edilemez olduğunu ve basın özgürlüğüne yönelik bir saldırı olduğunu savunuyor. Gazetecilere yönelik bu türden aşağılayıcı ifadelerin, demokratik değerlere aykırı olduğu vurgulanıyor.
Bu olay, akıllara Fransa örneğini getiriyor. “Sizin ulus devlet sisteminiz iyi değil” diyen bir Fransız Amerikan elçisi olsa, Fransa’nın nasıl bir tepki vereceği merak konusu. Muhtemelen, diplomatik yollarla sert bir uyarı yapılır ve hatta elçinin geri çağrılması gündeme gelebilirdi. Peki, Türkiye neden aynı tepkiyi göstermiyor?
Sosyal medya kullanıcıları, Barrack’a karşı bir “linç kampanyası” başlatılması çağrısında bulunuyor. Birçok kişi, bu şahsın “dış güç” teriminin vücut bulmuş hali olduğunu ve Ortadoğu’yu parçalamak için gönderilmiş bir ajan olduğunu düşünüyor. Bu türden komplo teorileri, sosyal medyada hızla yayılıyor ve Barrack’a yönelik nefreti körüklüyor.
Ancak, uzmanlar bu türden “linç kampanyalarının” tehlikeli olabileceği konusunda uyarıyor. Özellikle dezenformasyonun ve manipülasyonun yaygın olduğu günümüzde, bu türden kampanyalar kolayca kontrolden çıkabilir ve istenmeyen sonuçlara yol açabilir. Bu nedenle, tepkilerin daha yapıcı ve hukuki yollarla gösterilmesi gerektiği vurgulanıyor.
Tom Barrack’ın açıklamaları ve iddiaları, önümüzdeki günlerde de gündemde kalmaya devam edecek gibi görünüyor. Ankara’nın bu konuda nasıl bir tavır sergileyeceği merakla bekleniyor. Özellikle Türkiye ile ABD arasındaki ilişkilerin geleceği açısından, bu türden açıklamaların nasıl yönetileceği büyük önem taşıyor. Umarız, bu süreç sağduyuyla ve diplomatik nezaket kuralları çerçevesinde yürütülür.