Trump ve Putin’den Savaş Sonrası Sürpriz Buluşma: Alaska Neden Seçildi?

Yayınlama: 14.08.2025
A+
A-

ABD Başkanı Trump ve Rusya Devlet Başkanı Putin, Ukrayna Savaşı’nı sonlandırmak ve ilişkileri yeniden rayına oturtmak için Alaska’da bir araya geliyor. Soğuk Savaş’ın sembolü Alaska’nın seçimi, tarihi ve stratejik önemiyle dikkat çekiyor.

Trump ve Putin’den Savaş Sonrası Sürpriz Buluşma: Alaska Neden Seçildi?

Soğuk rüzgarların estiği, buzulların erimeye başladığı şu günlerde, dünya siyasetinin iki devi, ABD Başkanı Donald Trump ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, 2022’den beri süregelen Rusya-Ukrayna Savaşı’na nihai bir nokta koymak, en azından bir diyalog zemini oluşturmak amacıyla Alaska’da bir araya geliyor. Tarihi bir tesadüf mü, yoksa stratejik bir hamle mi bilinmez ama bu zirve için seçilen yer, Soğuk Savaş döneminin sembolü Alaska oldu. Peki, neden Alaska?

Tarihin Tozlu Sayfalarından Bir Seçim: Alaska’nın Geçmişi

Alaska, sıradan bir coğrafya parçası değil. 1732’de Rus kaşifler tarafından keşfedildikten sonra, kürk ticaretiyle Rusların ilgisini çekmiş. 1799’da kurulan Rus-Amerikan Şirketi, bölgedeki ticareti kontrol altında tutmuş. Ancak Kırım Savaşı’nın Rus ekonomisine vurduğu darbe, Alaska’nın geleceğini değiştirecek bir kararın alınmasına yol açmış: Alaska’nın satılması.

19. yüzyılın ortalarında, Rus Çarlığı, Alaska’yı ABD’ye satmayı teklif etti. Bu teklif ilk olarak 1857’de Çar II. Aleksandr’ın kardeşi Knez Konstantin Nikolayeviç tarafından gündeme getirilmiş. 30 Mart 1867’de ise bu satış resmen onaylanmış. ABD, Alaska için Ruslara o dönemde 7.2 milyon dolar ödemişti. Günümüzdeki karşılığı, enflasyon da hesaba katıldığında yaklaşık 153 milyon dolar civarında. O zamanın ABD Dışişleri Bakanı William Seward bu anlaşmada önemli rol oynamış olsa da, Amerikan medyası bu alımı “Seward’ın aptallığı” olarak yorumlamıştı. Zaman, kimin haklı olduğunu gösterdi.

“Seward’ın Aptallığı”ndan Stratejik Dehaya: Alaska’nın Değeri Anlaşıldı

Aradan geçen yıllar, Alaska’nın sadece buzullar ve kardan ibaret olmadığını ortaya koydu. Yeraltı kaynakları, özellikle petrol ve doğal gaz rezervleri, Alaska’yı jeopolitik açıdan vazgeçilmez kıldı. ABD topraklarının yaklaşık yüzde 17’sini oluşturan bu devasa toprak parçası, 1959’da 49. eyalet olarak ABD haritasındaki yerini aldı. ABD Enerji Enformasyon İdaresi’ne göre, Alaska’da dünya genelindeki keşfedilmemiş petrol rezervlerinin yüzde 13’ü ve doğal gaz rezervlerinin yaklaşık yüzde 30’u bulunuyor.

Sadece ekonomik değil, askeri açıdan da Alaska, ABD için hayati bir öneme sahip. Bölgede yaklaşık 22 bin aktif asker ve 4 bin 700 muhafız görev yapıyor. Bu personelin yüzde 38’i ise hava kuvvetlerine bağlı. General Billy Mitchell, 1935’te Alaska’yı “dünyanın en stratejik yeri” olarak tanımlamıştı. Alaska’nın en batı noktası ile Rusya’nın en doğu noktası arasındaki mesafe sadece 80 kilometre. Soğuk Savaş döneminde bu yakınlık, gerilimi tırmandıran bir unsur olmuştu.

Zirvenin Zamanlaması: Tarih Tekerrür mü Ediyor?

ABD ile Rusya arasındaki bu sınır noktası, takvim açısından da manidar bir duruma işaret ediyor. Alaska’dan Bering Boğazı’nı geçerek Rusya’nın Çukotka bölgesine ulaşan mesafe 86 kilometre. Büyük Diomede ve Küçük Diomede Adaları arasındaki mesafe ise sadece 3,8 kilometre. Uluslararası Tarih Değiştirme Çizgisi bu sınırdan geçiyor ve zirve sırasında, ABD’de 15 Ağustos 2025, Rusya’da ise 16 Ağustos 2025 tarihleri yaşanacak. İki ülke arasındaki zaman farkı ise 21 saat.

Rusya Parlamentosu alt kanadı Devlet Duması Başkanı Vyaçeslav Volodin, Temmuz 2022’de ABD’ye “Alaska’yı asla unutmamalı” uyarısında bulunmuştu. Şimdi ise Putin, Alaska’yı ziyaret eden ilk Rus lider olarak tarihe geçecek. Daha önce SSCB liderlerinden Nikita Kruşçev, Leonid Brejnev, Mihail Gorbaçov ve Rusya’dan Boris Yeltsin ile Dmitriy Medvedev ABD’yi ziyaret etmişlerdi. Ancak hiçbiri Alaska’ya ayak basmamıştı.

Peki, Zirveden Ne Beklenmeli?

Trump ve Putin’in Alaska’daki buluşması, sadece sembolik bir anlam taşımıyor. Ukrayna Savaşı’nın getirdiği yıkımın ardından, iki ülke arasındaki ilişkilerin yeniden normalleşmesi için bir fırsat sunuyor. Tabi ki, beklentileri çok yüksek tutmamak gerekiyor. Sonuçta, iki ülke arasındaki derin görüş ayrılıkları kolay kolay aşılamayacak kadar büyük. Ancak, diyalog kanallarının açık tutulması bile başlı başına bir başarı sayılabilir. Kim bilir, belki de Alaska’nın soğuk toprakları, yeni bir dönemin başlangıcına tanıklık edecek.

Zirvenin detayları henüz netleşmese de, gündemde Ukrayna’daki son durum, enerji güvenliği, silah kontrolü gibi konuların olması bekleniyor. Ayrıca, iki liderin ikili ilişkileri de masaya yatırması olası. Zirvenin sonuçları ne olursa olsun, Alaska’nın bu tarihi buluşmaya ev sahipliği yapması, bölgenin jeopolitik önemini bir kez daha gözler önüne seriyor.

Unutulmamalıdır ki, bu zirve sadece iki ülke arasındaki ilişkiler için değil, tüm dünya için önemli bir dönüm noktası olabilir. Barışın tesisi için atılacak her adım, umutları yeşertmeye devam edecektir. Alaska’nın buzulları erirken, belki de dünya siyasetinde yeni bir bahar başlayacak.

REKLAM VERMEK İÇİN ARAYIN
0532 659 8130