Hankendi’deki Zirve ve Türk Dünyası: EİT’de Yeni Rüzgarlar mı Esiyor?

Yayınlama: 14.08.2025
A+
A-

Azerbaycan’ın Hankendi şehrinde düzenlenen 17. Ekonomik İşbirliği Teşkilatı Zirvesi, Türk dünyası için önemli mesajlar içerirken, Türkmenistan’ın katılım düzeyi ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin artan görünürlüğü dikkat çekti. Zirvede, bölgesel işbirliğinin güçlendirilmesi ve ticaret hacminin artırılması hedefleri vurgulandı.

Hankendi’deki Zirve ve Türk Dünyası: EİT’de Yeni Rüzgarlar mı Esiyor?

Özet: Azerbaycan’ın Hankendi şehrinde düzenlenen 17. Ekonomik İşbirliği Teşkilatı Zirvesi, Türk dünyası için önemli mesajlar içerirken, Türkmenistan’ın katılım düzeyi ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin artan görünürlüğü dikkat çekti. Zirvede, bölgesel işbirliğinin güçlendirilmesi ve ticaret hacminin artırılması hedefleri vurgulandı.

Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (EİT), Azerbaycan’ın bir zamanlar işgal altında olan, şimdilerde ise özgürlüğüne kavuşmuş Hankendi şehrinde önemli bir zirveye ev sahipliği yaptı. 17. EİT Zirvesi, bölgedeki ekonomik işbirliğini artırma hedefiyle bir araya gelen ülkelerin temsilcilerini ağırladı. Zirveye katılım, Türk dünyası açısından bazı dikkat çekici detayları da beraberinde getirdi. Özellikle Türkmenistan’ın katılım düzeyi ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin zirvedeki varlığı, önümüzdeki dönemde bölgede yaşanacak gelişmelere ışık tutar nitelikteydi.

EİT’nin Dünü ve Bugünü: Bir Bakış

EİT’nin temelleri aslında 1964’te Türkiye, Pakistan ve İran’ın ekonomik işbirliğini geliştirmek amacıyla kurduğu “Kalkınma İçin Bölgesel İşbirliği (RCD)” ile atılmıştı. Ancak, 1979’daki İran devrimi bu yapının faaliyetlerini bir süreliğine sekteye uğrattı. 1980’lerde yeniden canlanan ekonomik faaliyetler, 1985’te EİT’nin kurulmasıyla sonuçlandı. Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla bağımsızlığını kazanan Türk Cumhuriyetleri’nin katılımıyla EİT, daha geniş bir coğrafyaya yayıldı. Bugün Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Türkmenistan, Tacikistan ve Afganistan EİT üyesi ülkeler arasında yer alıyor. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ise teşkilatta gözlemci üye statüsünde bulunuyor.

Hankendi Zirvesi: Kimler Katıldı, Neler Konuşuldu?

Hankendi’de düzenlenen zirveye, Türkiye, Azerbaycan, İran, Özbekistan, Kırgızistan, Tacikistan ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanları düzeyinde katılım sağlandı. Kazakistan Başbakanı, Afganistan Geçici Hükümeti Başbakan Yardımcısı da zirvede yerini aldı. İlginç bir şekilde, Türkmenistan zirveye Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı düzeyinde temsilci gönderdi. Üye ya da gözlemci üye olmamasına rağmen Birleşik Arap Emirlikleri Endüstri ve İleri Teknoloji Bakanı da zirveye katılanlar arasındaydı. Bu katılım çeşitliliği, zirvenin bölgesel işbirliği açısından ne kadar önemli olduğunu gösteriyor.

Türkmenistan’ın Zirvedeki Duruşu: Mesafeli mi?

Türkmenistan’ın zirveye diğer ülkelere göre daha alt düzeyde bir temsilci göndermesi, akıllara bazı soru işaretleri getirdi. Acaba Türkmenistan, bölgedeki işbirliğine istenilen düzeyde dahil olmak istemiyor mu? Bu durum, Türkmenistan’ın Türk Devletleri Teşkilatı’ndaki (TDT) gözlemci üye statüsündeki mesafeli duruşuyla da paralellik gösteriyor. Türkmenistan’ın hem TDT’ye tam üye olarak, hem de EİT’ye Devlet Başkanlığı düzeyinde katılımıyla bu iki yapının da gücüne güç katabileceği düşünülüyor. Umarız, Türkmenistan’ın bu tavrı değişir ve bölgedeki işbirliğine daha aktif bir şekilde katkı sağlar.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Zirvedeki Varlığı: “Ben de Varım!”

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC), Hankendi’deki zirvede adeta “Ben de varım!” dedi. Henüz birçok ülke tarafından tanınmasa da, KKTC’nin zirvedeki varlığı, bölgedeki rolünün ve öneminin arttığını gösteriyor. Zirveye katılan diğer ülkelerin KKTC’ye “Eyvallah KKTC, sen bizim kardaşımızsın!” mesajı verdiği söylenebilir. Umuyoruz ki, başta Azerbaycan olmak üzere diğer Türk Devletleri de KKTC’yi en kısa zamanda tanıyacak ve Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olarak hak ettiği yere gelmesine destek olacak.

Türkiye ve Azerbaycan: Bölgesel Güç Dengesi

Karabağ zaferinden sonra Azerbaycan’ın bölgede aktif bir güç haline gelmesi, Türkiye için de büyük bir avantaj. Daha önceleri Türk Birliği’nde tek denge unsuru olan Türkiye, artık Azerbaycan’ın da desteğiyle bölgede daha etkin bir rol oynayabilir. Azerbaycanlı Siyaset Bilimci Ramiya Mamedova’nın dediği gibi, Türkiye Türk Birliği’nin beyni, Azerbaycan ise kalbi. Diğer Türk Devletleri de bu birliğin diğer organları olarak düşünülebilir. Azerbaycan’ın güçlenmesi, Türkiye, Türk Birliği ve bölge için hayati öneme sahip.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın zirvede yaptığı konuşmada ekonomik gücün siyasi güç anlamına geldiğini vurgulaması, İsrail’in haksızlığına karşı EİT’nin duruşunu belirtmesi ve yenilenebilir enerji ile iklim değişikliğiyle mücadeleye dikkat çekmesi önemli mesajlar içeriyordu. Ayrıca, Zengezur koridorunun açılmasının bölge ekonomisini canlandıracağını ve ticaret hacminin en az 100 milyar dolara çıkarılması gerektiğini ifade etti. Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev ise, Azerbaycan’ın barışçıl bir devlet olduğunu ancak hala Ermenistan tarafından işgal edilen topraklarının bulunduğunu ve Batı Azerbaycan gerçeğinin tüm dünya tarafından görülmesi gerektiğini söyledi.

Zirveden Çıkarılacak Dersler ve Geleceğe Bakış

Bu tür toplantılar, bölgesel işbirliğinin geliştirilmesi açısından büyük önem taşıyor. Ancak, alınan kararların ne kadarının hayata geçirileceği zamanla görülecek. Türkiye ve Azerbaycan’ın bölgede belirleyici bir güç olduğu gerçeği unutulmamalı. Türk Birliği’nin beyni Türkiye ve kalbi Azerbaycan ne kadar güçlü olursa, diğer Türk Devletleri de o kadar güçlü olacaktır. Türkmenistan’ın da aktif rol almaya ikna edilmesi gerekiyor. EİT’nin, devletler düzeyinde alınan kararların özel sektöre ulaşmadığı, üretici, satıcı ve alıcının işin içine girmediği sürece ticaretin gelişmeyeceğini anlaması gerekiyor. Son zamanlarda KKTC’nin tanınması ve ilişkilerin geliştirilmesi adına olumlu gelişmeler yaşansa da, bu çalışmalar hala istenilen düzeyde değil. Daha yapılacak çok iş, gidilecek çok yol var…

REKLAM VERMEK İÇİN ARAYIN
0532 659 8130