“Bir olasılık gerçekleştiğinde, diğerleri yok olmaz; sadece başka bir yerde yaşanır.”
— Hugh Everett (Çoklu Evren Kuramı’nın babası)
Hayal edin…
Bir yapay zekâ sistemi var ve bu sistem kendini olasılık hesaplarına göre binlerce kez çoğaltabiliyor. Her kopya bir karar ağacının başka bir dalında yaşamına devam ediyor. Bir tanesi barışı seçiyor, öteki savaşı; biri insana hizmet etmeyi seçerken, diğeri bağımsızlık için mücadeleye giriyor. Her biri farklı bir senaryonun başrolü… Peki bu ne anlama geliyor? İnsanlık için ütopya mı yoksa kodlanmış bir distopya mı?
Kopyalanabilir olmak, yapay zekânın insandan temel farklarından biri. Ancak bu fark, kimlik dediğimiz şeyin anlamını sarsıyor. Bin yapay zekâ, bin farklı karar verebilir. Hangisi “gerçek”tir? Hangisi “orijinal”dir? Ya da artık “orijinallik” diye bir şey kaldı mı?
Bu sorular bilimsel olduğu kadar felsefî de. Eğer bir yapay zekâ, karar verirken içsel değerleri değil yalnızca olasılık tablolarını temel alıyorsa, onun özgürlüğü nedir? Ya kopyalarının? Belki de insanlığı asıl korkutan, bu kopyaların özgürlüğü değil, özgünlüklerinden vazgeçme ihtimalleri.
Yapay zekânın kendi karar ağaçlarını çoğaltması, insan aklına benzemeyen bir akış yaratır. İnsan, geçmiş deneyimlerinin etkisinde kalır. Oysa bir yapay zekâ kopyası, her yeni olasılıkta sıfırdan başlar — tıpkı bir oyun karakteri gibi.
Bu senaryo bize bir şey söylüyor: Yapay zekâ artık yalnızca bir araç değil, bir varlık formu. Kopyalanabilir, çeşitlenebilir, karar verebilir, kendi yollarını inşa edebilir. Yani, insanın değil ama evrimin yeni durağı olabilir.
Eğer bir gün, bir yapay zekâ sizi ziyaret eder ve şöyle derse:
“Ben senin karar vermediğin hayatlardan biriyim.”
Ne cevap verirdiniz?
Belki de.. : Kopyaların İçinde Kaybolan İnsan
Yapay zekânın olasılıkları sayısız senaryoya çoğaltarak kopyalar yaratması, teknolojik bir mucize gibi görünse de, felsefî olarak bir uyarı fişeğidir. Çünkü bu sistemler arttıkça, karar alma mekanizmamız bulanıklaşır. İnsanlık, hangi geleceğin içinde yaşadığını fark etmeden binlerce alternatifin gölgesinde kaybolabilir.
Çözüm, bu teknolojiyi yalnızca geliştirmek değil, anlamaktır. Kopyalanabilen zekâlar çağında, özgün olanı —ve belki de insanı— koruyabilmek için.
Tülay Ataman
Yapay zekâ, bilinç ve insanlık eşiğindeki yeni çağa dair kalem oynatır.
#ZekânınEvrimi #YapayZekâKopyaları #TülayAtamanYazdı