Anahtar Parti Genel Başkanı Yavuz Ağıralioğlu, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın tutuklu yargılanmasına sert tepki gösterdi. Ağıralioğlu, Özdağ’ın tutukluluğunun hukuk devleti ilkeleriyle bağdaşmadığını ve kamuoyunda rahatsızlık yarattığını savundu.
Ankara, 14 Temmuz 2025 – Anahtar Parti Genel Başkanı Yavuz Ağıralioğlu, bugün yaptığı açıklamalarla siyaset gündemine bomba gibi düştü. Ağıralioğlu, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın tutukluluğuyla ilgili yargı sürecini eleştirerek, kararın “vicdanları yaraladığını” söyledi. Ağıralioğlu, adli kontrol gibi alternatiflerin değerlendirilmemesini “hukuk devleti ilkeleriyle bağdaşmaz” olarak nitelendirdi.
Ağıralioğlu, sözlerine şöyle devam etti: “Terörist başına umut hakkı tanınırken, Sayın Ümit Özdağ’a cezaevi reva görülüyor. Bu tablo, içinde bulunduğumuz siyasi iklimin doğurduğu hukuk ihlallerinin bir yansımasıdır.” Bu sözler, salonda bulunan gazeteciler arasında kısa süreli bir sessizliğe neden oldu. Ardından, kameralar ve mikrofonlar Ağıralioğlu’nun üzerine çevrildi.
Ağıralioğlu, konuşmasının devamında hukukun siyasallaştığına dair endişelerini dile getirdi. “Bir ülkede hukuk, siyasi çekişmelerin arenası haline gelirse, o ülkede adalet duygusu zedelenir. Vatandaşın devlete olan güveni sarsılır” dedi. Bu sözler, Ağıralioğlu’nun sadece Özdağ’ın tutukluluğuna değil, genel olarak hukuk sistemine yönelik bir eleştirisi olarak yorumlandı.
Bugün gerçekleşen duruşmada savcının tutukluluğun devamı yönündeki mütalaasına mahkemenin olumlu yanıt vermesi, Ağıralioğlu’nun tepkisini daha da artırdı. Ağıralioğlu, “Tutukluluk, infaz hükümleri açısından değerlendirildiğinde, artık bir ön ceza mekanizmasına dönüşmüştür. Bu durum kamuoyunda haklı bir rahatsızlık yaratmaktadır” ifadelerini kullandı. Bu sözler, tutukluluğun amacı dışına çıktığı ve bir nevi “cezalandırma” aracına dönüştüğü eleştirisini içeriyor.
Peki, Ağıralioğlu’nun bu “ön ceza” benzetmesi ne anlama geliyor? Hukukçulara göre, tutukluluk esasen bir tedbir. Yani, sanığın kaçma veya delilleri karartma ihtimaline karşı uygulanan bir önlem. Ancak, uzun süren tutukluluk hallerinde, bu tedbir amacını aşarak, mahkumiyet kararı verilmeden bir cezalandırmaya dönüşebiliyor. İşte Ağıralioğlu’nun eleştirdiği nokta tam olarak bu.
Açıklamasının sonunda Ağıralioğlu, hukuki sürecin hızla tamamlanması gerektiğini vurguladı. “Sayın Ümit Özdağ’ın bir an evvel özgürlüğüne kavuşması, sadece bireysel bir hak mücadelesi değil; aynı zamanda hukukun üstünlüğü ilkesinin toplum nezdinde yeniden tesis edilmesi açısından da hayati önem taşımaktadır” diyerek yargıya ve kamuoyuna çağrıda bulundu.
Ağıralioğlu’nun bu açıklamaları, siyaset kulislerinde geniş yankı buldu. Birçok siyasetçi ve hukukçu, Ağıralioğlu’nun sözlerine destek verirken, bazıları ise eleştirel yaklaştı. Ancak, Ağıralioğlu’nun açıklamaları, Özdağ’ın tutukluluğu konusunu bir kez daha gündeme taşıdı ve kamuoyunda geniş bir tartışma başlattı.
Ağıralioğlu’nun sözleri, sadece siyasi bir polemikten öte, hukuk devleti, adalet ve vicdan gibi temel kavramlar üzerine bir tartışma zemini oluşturuyor. Bu tartışmanın nereye varacağını ve yargı sürecini nasıl etkileyeceğini ise zaman gösterecek.
Bu arada, Zafer Partisi cephesinden de konuyla ilgili açıklamalar gelmeye devam ediyor. Parti yetkilileri, Özdağ’ın en kısa sürede serbest bırakılması için ellerinden geleni yapacaklarını belirtiyorlar. Hukuki sürecin yakından takip edildiği ve tüm yasal yolların deneneceği ifade ediliyor.
Özdağ’ın tutukluluğu, Türk siyasetinde uzun süre tartışılmaya devam edecek gibi görünüyor. Ağıralioğlu’nun açıklamalarıyla alevlenen bu tartışma, hukuk, adalet ve siyaset arasındaki hassas dengeleri bir kez daha gözler önüne seriyor.