Hankendi’de Ekonomi Zirvesi: KKTC’nin Varlığı ve Türkmenistan’ın Tutumu Gündemde

Yayınlama: 14.07.2025
A+
A-

Azerbaycan’ın Hankendi şehrinde düzenlenen Ekonomik İşbirliği Teşkilatı Zirvesi, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanınma çağrılarına sahne olurken, Türkmenistan’ın zirveye düşük düzeyde katılımı dikkat çekti. Zirvede, bölgesel ekonomik işbirliğinin artırılması ve Zengezur koridorunun açılması gibi konular masaya yatırıldı.

Hankendi’de Ekonomi Zirvesi: KKTC’nin Varlığı ve Türkmenistan’ın Tutumu Gündemde

Özet: Azerbaycan’ın Hankendi şehrinde düzenlenen Ekonomik İşbirliği Teşkilatı Zirvesi, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanınma çağrılarına sahne olurken, Türkmenistan’ın zirveye düşük düzeyde katılımı dikkat çekti. Zirvede, bölgesel ekonomik işbirliğinin artırılması ve Zengezur koridorunun açılması gibi konular masaya yatırıldı.

Azerbaycan’ın bir zamanlar işgal altında olan, Karabağ’ın kalbi Hankendi, geçtiğimiz günlerde önemli bir zirveye ev sahipliği yaptı. 17. Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (EİT) Zirvesi, bölge ülkelerinin liderlerini bir araya getirdi. Ancak zirveye damgasını vuran sadece ekonomik konular değil, aynı zamanda Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) varlığı ve Türkmenistan’ın katılım düzeyi oldu.

EİT’nin Tarihsel Kökenleri ve Yeni Üyeler

Ekonomik İşbirliği Teşkilatı’nın temelleri aslında çok eskilere dayanıyor. 1964’te Türkiye, Pakistan ve İran’ın bir araya gelerek kurduğu “Kalkınma İçin Bölgesel İşbirliği (RCD)” adlı yapı, bölgede ekonomik işbirliğini artırmayı hedefliyordu. Ancak 1979’da İran’daki devrimle birlikte bu yapı faaliyetlerine ara vermek zorunda kaldı. 1980’lerde yeniden canlanan ekonomik faaliyetler, 1985’te EİT’nin kurulmasına ön ayak oldu. Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla bağımsızlığını kazanan Türk Cumhuriyetleri Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Türkmenistan ve Tacikistan da EİT’ye katılarak teşkilatın kapsamını genişletti. KKTC ise gözlemci üye statüsünde yerini aldı.

Hankendi’de Zirve: Azerbaycan’ın Güç Gösterisi mi?

Zirvenin Hankendi’de yapılması, Azerbaycan için sembolik bir anlam taşıyordu. Karabağ’ın işgalden kurtarılmasının ardından, bu önemli toplantının bir zamanlar işgalcilerin başkent olarak kullandığı bu şehirde düzenlenmesi, Azerbaycan’ın bölgedeki gücünü ve kararlılığını gösterme fırsatı olarak değerlendirildi. Zirveye Türkiye, Azerbaycan, İran, Özbekistan, Kırgızistan, Tacikistan ve KKTC Cumhurbaşkanları katılırken, Kazakistan Başbakanı ve Afganistan Geçici Hükümeti Başbakan Yardımcısı da hazır bulundu. Ancak, Türkmenistan’ın zirveye Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı düzeyinde katılması dikkatlerden kaçmadı. Üye ya da gözlemci üye olmamasına rağmen Birleşik Arap Emirlikleri Endüstri ve İleri Teknoloji Bakanı düzeyinde katılım göstermesi dikkat çekiciydi.

Türkmenistan’ın Soğuk Duruşu: Neden İşbirliğine Yanaşmıyor?

Türkmenistan’ın Türk Devletleri Teşkilatı’nda gözlemci üye olmasına rağmen Türk Birliği’ne karşı mesafeli duruşu, EİT’ye de yansıdı. Zirveye diğer devletlere göre daha alt düzeyde temsilci göndermesi, akıllara “Türkmenistan neden istenilen düzeyde bölge işbirliğine yanaşmıyor?” sorusunu getirdi. Birçok kişi, Türkmenistan’ın hem Türk Devletleri Teşkilatı’na tam üye olarak hem de EİT’ye Devlet Başkanlığı düzeyinde katılmasıyla iki yapının da gücüne güç katabileceğini düşünüyor. Acaba Türkmenistan’ın bu tavrı görmezden gelinmemeli mi? Yoksa bu tavrı değiştirecek adımlar atılmalı mı? Türkmenistan’ın en üst düzeyde Türk Devletleri Teşkilatı’na ve EİT’ye entegre olması, bölgedeki işbirliğinin daha da güçlenmesine katkı sağlayabilir. Türkmenistan’ın tam destek vermediği bir Türk Devletleri Teşkilatı ve EİT, her zaman eksik kalmaya mahkum gibi görünüyor.

KKTC’nin Haklı Vurgusu: “Bende Varım!”

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, bu zirvede adeta bir mesaj gönderdi: “Bende varım, ben de bir gücüm ve artık tanınmam gerekiyor!” Zirveye katılan ülkelerin çoğunluğu tarafından hala tanınmasa da, KKTC’nin bu net duruşu dikkat çekti. EİT’nin diğer üyeleri de KKTC’ye destek vererek, “Sen bizim kardeşimizsin, bizim için bir güçsün, bizim için vazgeçilmezsin” mesajını verdi mi? Bence fotoğraf oldukça net. Umut ediyoruz ki, başta Azerbaycan ve diğer Türk Devletleri olmak üzere, birçok ülke KKTC’yi Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olarak tanıyacak.

Türkiye ve Azerbaycan: Bölgesel Güç Dengesi

Geçmişte Türk Birliği’nde ve bölgede Türkiye tek denge ve güçtü. Ancak, özellikle Karabağ zaferinden sonra Azerbaycan’ın da aktif bir denge kuran, hatta denge bozan bir güç haline gelmeye başladığını görüyoruz. Azerbaycan Türkü Siyaset Bilimci Ramiya Mamedova’nın dediği gibi, “Türkiye Türk Birliği’nin beyni, Azerbaycan ise kalbi.” Diğer Türk Devletleri de Türk Birliği’ni bir vücut olarak düşünürsek birliğin diğer organları. Azerbaycan’ın bölgede bir güç haline gelmesi, Türkiye, Türk birliği ve bölge için hayati bir öneme sahip.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, zirvede ekonomik anlamda güçlü olmanın siyasi olarak da güçlü olmak anlamına geldiğini vurguladı. Ayrıca, İsrail’in haksızlığına karşı EİT’nin haklıyı desteklediğini, yenilenebilir enerjinin ve iklim değişikliğine karşı mücadelenin önemini de dile getirdi. Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev ise, Azerbaycan’ın barışçıl bir devlet olduğunu ancak hala Ermenistan tarafından işgal edilen Azerbaycan topraklarının bulunduğunu ve Batı Azerbaycan gerçeğinin tüm dünya tarafından görülmesi gerektiğini söyledi.

Zengezur Koridoru: Bölgesel Ekonomiye Can Suyu mu?

Zirvede en çok konuşulan konulardan biri de Zengezur koridorunun açılmasıydı. Bu koridorun açılmasıyla bölge ekonomisinin canlanacağı, ticaret hacminin en az 100 milyar dolara çıkarılması gerektiği vurgulandı. Zengezur koridoru, bölge ülkeleri arasındaki ticaretin ve ulaşımın kolaylaşmasına büyük katkı sağlayabilir.

Sonuç Yerine: Daha Çok Yolumuz Var

Bu tür toplantılar, bölgesel işbirliği açısından önemli adımlar. Ancak, alınan kararların ne kadar uygulanıp uygulanmadığını zaman gösterecek. Türkiye ve Azerbaycan, bölgede belirleyici bir güç haline gelmiş durumda. Türk Birliği adına, birliğin beyni Türkiye ne kadar güçlü olursa, kalbi Azerbaycan ne kadar güçlü olursa diğer Türk Devletleri de bölgede o kadar güçlü olur. Türkmenistan’ın aktif rol almaya ikna edilmesi gerekiyor. EİT şunu anlamalı: Devletler düzeyinde alınan kararlar özel sektöre ulaşmadığı, üretici, satıcı, alıcı işin içine girmediği sürece, devleti yönetenler ne kadar uğraşırsa uğraşsın, teşkilata ait devletler arasında ticaret gelişmez. Son zamanlarda bölgede, özellikle Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanınması adına olumlu gelişmeler yaşansa da, bu çalışmalar henüz istenilen düzeyde değil. Daha yapılacak çok iş, gidilecek çok yol var…

REKLAM VERMEK İÇİN ARAYIN
0532 659 8130