Avustralya’da yapılan bir araştırma, ergenler arasındaki elektronik sigara kullanımının giderek arttığını ve gençlerin ne tükettiklerinin farkında olmadığını ortaya koydu. Uzmanlar, sosyal medyanın bu konudaki etkisine dikkat çekerek, ebeveynlerin bilinçli tutumunun önemini vurguluyor.
Ankara – Elektronik sigara, namı diğer vape… Bir zamanlar sigarayı bırakmanın “modern” yolu olarak lanse edilen bu cihazlar, şimdilerde bambaşka bir tehlikeye işaret ediyor. Avustralya’dan gelen son haberler, durumun vahametini gözler önüne seriyor. Ergenler arasında vaping kullanımı hızla yayılırken, gençler ne tükettiklerinin farkında bile değil. Bu durum, uzmanları ve ebeveynleri derinden endişelendiriyor.
Queensland Üniversitesi’nde yapılan bir araştırma, sosyal medyanın bu tehlikeli trenddeki rolünü net bir şekilde ortaya koyuyor. Araştırmaya göre, elektronik sigara kullanan arkadaşlara sahip gençlerin, bu alışkanlığa başlama olasılığı tam 15 kat daha fazla! Yani, arkadaş çevresi vaping konusunda adeta bir katalizör görevi görüyor. Ama işin asıl tehlikeli kısmı, sosyal medya platformlarında yayılan içeriklerde gizli. Vaping, bu platformlarda “havalı”, “cool” ve hatta “daha sağlıklı” bir alternatif olarak sunuluyor. Gençler de bu yanıltıcı algıya kapılarak, kendilerini bilmeden bir bağımlılığın kucağına atıyor.
Araştırmacılar, toplumun elektronik sigaraya bakış açısında da bir değişim gözlemliyor. 2015 yılında vaping’e karşı olan toplumsal tutum yüzde 55,4 iken, 2020’de bu oran yüzde 77,5’e yükselmiş. Bu artış, kullanım oranlarında bir miktar düşüşe neden olmuş olsa da, sosyal medyadaki “vaping trendi” hala ciddi bir tehdit olarak değerlendiriliyor. Sanki bir yangının sadece dumanı azalmış, közleri hala yanmaya devam ediyor gibi.
Araştırma ekibinden Gary Chung Kai Chan, vaping’in sağlıklı bir yaşam tarzı gibi sunulmasının gençleri fena halde yanılttığını belirtiyor. Chan’a göre, sosyal medya içeriklerinin daha sıkı denetlenmesi ve özellikle gençleri hedef alan farkındalık kampanyalarının önemi büyük. Çünkü, bu cihazların masum gösterilmeye çalışılması, gençlerin sağlığı için ciddi bir tehdit oluşturuyor.
Araştırmanın sevindirici bir sonucu da var: Ebeveynlerin tutumu, gençler üzerinde koruyucu bir etki yaratıyor. Vaping’e karşı olumsuz bir yaklaşım sergileyen ebeveynlerin çocuklarının, bu alışkanlığa yönelme olasılığı yaklaşık yüzde 70 oranında azalıyor. Yani, anne babaların bilinçli ve kararlı duruşu, çocukları için adeta bir kalkan görevi görüyor. Bu da akla, “Ağaç yaşken eğilir” atasözünü getiriyor.
American Journal of Preventive Medicine’da yayımlanan bir başka araştırma ise, durumu daha da vahim bir hale getiriyor. Gençler arasında THC ve CBD gibi esrar türevlerinin yanı sıra, sentetik kannabinoid içeren maddelerin de vaping yoluyla kullanımının arttığı belirlenmiş. Bu maddeleri kullananların bazılarının yaşının 12’den küçük olması ise, tüyler ürpertici bir detay.
Araştırmalar, kız çocukları arasında vaping kullanım oranlarının erkeklere kıyasla daha yüksek olduğunu gösteriyor. Bu durum, kız çocuklarının sosyal baskıya daha açık olması veya farklı nedenlerle vaping’e yönelmesi gibi çeşitli faktörlerle açıklanabilir. Ancak, bu konuda daha fazla araştırma yapılması ve kız çocuklarına yönelik özel önlemler alınması gerektiği açık.
Bir diğer çarpıcı veri ise, gençlerin ne tükettiklerinin farkında olmaması. 2021’de ne içtiğini bilmeyen gençlerin oranı yüzde 1,8 iken, bu oran 2023’te yüzde 4,7’ye yükselmiş. Yani, gençler adeta bir bilinmezliğin içine sürükleniyor. Bu durum, bilinçsiz tüketimin ne kadar tehlikeli boyutlara ulaştığını gözler önüne seriyor.
Uzmanlar, vaping’in akciğer hasarı, kalp-damar hastalıkları ve toksik kimyasallara maruz kalma gibi birçok sağlık riskine yol açabileceğini vurguluyor. Özellikle gelişim çağındaki gençler, bu maddelerin bağımlılık yapıcı etkilerine ve uzun vadeli sağlık sorunlarına karşı çok daha savunmasız. Araştırmacı Chung, bu maddelerin ölüme dahi neden olabileceği uyarısında bulunuyor. Bu da vaping’in sadece bir “trend” değil, aynı zamanda ciddi bir sağlık tehdidi olduğunu gösteriyor.
Vaping salgınına karşı topyekün bir mücadele başlatmak gerekiyor. Sosyal medya platformlarının daha sıkı denetlenmesi, gençlere yönelik bilinçlendirme kampanyalarının artırılması ve ebeveynlerin bu konuda daha bilinçli olması büyük önem taşıyor. Unutmayalım ki, sağlıklı bir gelecek için, gençlerimizi bu tehlikeli alışkanlıktan korumak hepimizin sorumluluğu.