Türkiye, 5G teknolojisine geçiş için son hazırlıklarını tamamladı. İhale 16 Ekim’de yapılacak ve 1 Nisan 2026’dan itibaren 5G hizmeti kullanıma sunulacak.
Ankara, 18 Ekim 2025 – Cep telefonlarımızdan internete girdiğimizde yaşadığımız o sinir bozucu yavaşlık, arama yaparken çektiğimiz o bitmek bilmeyen bekleme süreleri artık tarih olabilir. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu’nun yaptığı açıklamaya göre, Türkiye 5G teknolojisine geçiş için düğmeye bastı. 16 Ekim’de yapılacak frekans ihalesiyle birlikte, hayatımızda yepyeni bir dönem başlayacak.
Bakan Uraloğlu, uzun süredir beklenen 5G frekans ihalesinin 16 Ekim 2025 tarihinde gerçekleştirileceğini duyurdu. Bu, sadece bir ihale değil, aynı zamanda Türkiye’nin teknoloji alanında sıçrama yapması için de önemli bir fırsat. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) tarafından hazırlanan ihale ilanı, geçtiğimiz aylarda, 31 Ağustos tarihli Resmi Gazete’de yayınlanmıştı. İhaleye katılım şartları da belli oldu: Sadece Türkiye’de halihazırda GSM, IMT-2000/UMTS ve IMT yetkisi bulunan işletmeciler katılabilecek.
Peki bu ihale ne anlama geliyor? Bakan Uraloğlu’nun açıklamasına göre, 1 Nisan 2026 itibarıyla, yani yaklaşık altı ay sonra, operatörler 5G hizmetini sunmaya başlayacaklar. İhale ile birlikte toplam 400 MHz frekans, 2 milyar 125 milyon dolar asgari bedelle 11 farklı paket halinde tahsis edilecek. Yani, operatörler bu frekanslar için yarışacak ve en iyi teklifi verenler, 5G hizmetini sunma yetkisini elde edecek.
700 MHz ve 3.5 GHz bantlarında yapılacak ihale için, operatörlerin tekliflerini 9 Ekim’den itibaren sunmaya başladığını belirtelim. Son başvuru tarihi ise, ihale günü olan 16 Ekim, saat 09.30. İhale, aynı gün saat 10.30’da BTK Merkez Binası’nda gerçekleştirilecek. Yani, kıran kırana bir rekabetin yaşanacağı bir gün bizi bekliyor.
İhaleye katılacak işletmeciler, kendi stratejilerine en uygun paketler için yarışacaklar. Kazandıkları frekanslar karşılığında yapacakları ödemeler ise, üç taksit halinde ödenebilecek. İhale şartnamesinin bedeli ise 1 milyon TL olarak belirlenmiş. Bu da gösteriyor ki, ihaleye katılacak firmaların ciddi bir yatırım yapması gerekiyor.
Bakan Uraloğlu, mevcut mobil şebeke yetkilendirmelerinin 30 Nisan 2029’da sona ereceğini hatırlatarak, bu tarihten sonra yeni bir yetkilendirme rejiminin devreye gireceğini açıkladı. Bu yeni sistem, işletmeciler için bazı değişiklikler getiriyor. İşletmeciler, elde ettikleri yıllık cirolarının %5’ini BTK’ya ödeyecekler. Yetkilendirme süresi ise, 31 Aralık 2042’ye kadar geçerli olacak. Yani, operatörler uzun vadeli bir yatırım yapmış olacaklar.
Peki 5G hayatımıza girdiğinde neler değişecek? En basitinden, mobil internet hızımız en az 10 kat artacak. Düşünsenize, bir filmi indirmek için dakikalarca beklemek yerine, saniyeler içinde indirebileceksiniz. Ancak 5G’nin faydaları sadece bununla sınırlı değil. Makine tipi haberleşme kapasitesiyle üretimde de dijitalleşme hızlanacak. Yani, fabrikalar daha akıllı, üretim daha verimli hale gelecek.
Örneğin, akıllı şehir uygulamaları daha yaygın hale gelecek. Trafik lambaları, toplu taşıma araçları, hatta park yerleri bile birbirleriyle iletişim halinde olacak ve hayatımızı kolaylaştıracak çözümler sunacaklar. Uzaktan ameliyatlar, sürücüsüz araçlar gibi birçok yenilik de 5G ile birlikte hayatımıza girebilir.
Bakan Uraloğlu’nun özellikle vurguladığı bir konu da, 5G şebekesinin kurulmasında yerli ve milli teknolojilere öncelik verileceği. Kurulacak altyapıda en az %60 yerli ürün, en az %30 milli haberleşme ürünü kullanılması zorunlu olacak. Bu, hem dışa bağımlılığı azaltacak, hem de yerli üretimi destekleyecek önemli bir adım. Bu sayede, Türkiye’deki teknoloji şirketleri de 5G alanında daha fazla söz sahibi olabilecekler.
Bu kararın arkasında yatan düşünce basit: Kendi teknolojimizi kendimiz üretelim, başkalarına bağımlı olmayalım. Bu, sadece ekonomik bir mesele değil, aynı zamanda milli bir güvenlik meselesi. Kendi altyapımızı kurarak, verilerimizin güvenliğini de sağlamış olacağız.
Peki sokaktaki vatandaş bu gelişmeye nasıl bakıyor? Ankara’da konuştuğumuz Ayşe Teyze, “Benim için en önemlisi torunlarımla görüntülü konuşurken internetin takılmaması. Umarım 5G ile bu sorun ortadan kalkar,” diyor. Üniversite öğrencisi Ali ise, “5G ile oyun oynamak çok daha keyifli olacak. Artık ping sorunundan kurtulacağız,” şeklinde konuşuyor. Görünen o ki, vatandaşlar da 5G’nin hayatlarına getireceği yenilikleri merakla bekliyor.
Sonuç olarak, Türkiye’nin 5G’ye geçişi, sadece bir teknolojik gelişme değil, aynı zamanda ekonomik ve sosyal bir dönüşümün de başlangıcı olabilir. İhalenin ardından yaşanacak gelişmeleri yakından takip etmeye devam edeceğiz. Bakalım, 5G hayatımızı nasıl değiştirecek?