Tülay Ataman – Heyhaber.com Köşe Yazısı
Bugün İzmir’in dağlarında değil, mahallelerinde, ormanlarında, evlerinin yanı başında alevler yükseliyor. Dün 1922’de alev alev yanan İzmir’in göğünde küller uçuşuyordu, bugün aynı gökte aynı acılar yeniden dolaşıyor.
Ama unutmayalım:
Tarihte defalarca yandı, yakıldı, yok edilmeye çalışıldı.
Ama hep yeniden kuruldu, büyüdü, güzelleşti.
13 Eylül 1922’de, İzmir’in kalbi sayılan Kemeraltı’ndan Kadifekale’ye kadar tüm şehir yanarken, Mustafa Kemal Atatürk bu şehre sadece bir kurtuluş değil, bir gelecek ideali sundu.
Ve o idealin adı Cumhuriyetti.
O ideali en çok sahiplenen şehirlerden biri İzmir oldu. Kadın haklarından sanayileşmeye, eğitimden kültüre Türkiye’nin modern yüzü olmayı başardı.
Bugün yine aynı ruhla, aynı onurla ayağa kalkmaya hazırız.
Bugünkü Yangınlar, Dünün Hatırlatıcısı
Gaziemir’de, Beyazevler’de, Menemen’de yanan her çalılık, bize o büyük yangını hatırlatıyor.
O zaman da hayvanlar ölmüştü. O zaman da insanlar evsiz kalmıştı.
Ama İzmir, bu acılardan bir milletin uyanışına dönüşmüştü.
Şimdi yine ayağa kalkacağız.
Çünkü bu şehir, Atatürk’ün gözbebeğidir.
İzmir yalnızca palmiyeleriyle, deniziyle değil;
Laikliğe, özgürlüğe, çağdaşlığa sahip çıkmasıyla İzmir’dir.
Bugün yanan her ağaç, bu değerlerin üstüne atılmış bir dumandır.
Ama bilinsin ki İzmir halkı o dumanı dağıtacak yüreğe, inanca ve dirence sahiptir.
İzmir, Türkiye’nin Batı’ya açılan yüzü,
Cumhuriyet’in yaşayan timsali,
Ve milliyetçiliğin şehir sevgisiyle birleştiği bir kaledir.
Yangınlar gelir geçer. Ama İzmir durduğu yerde durmaz.
Bu şehir, Mustafa Kemal Atatürk’ün izinde,
Bilimin, kültürün, doğanın ve halkın kenti olarak
yeniden doğar, yeniden kurar ve yeniden parlar.
Bugün yüreğimiz yanıyor ama yarın yine bayrağımızı göğe dikeriz.
Çünkü bu milletin mayasında diriliş vardır.
Ve İzmir, o dirilişin simgesidir.