Kamuoyunda “Yenidoğan Çetesi” olarak bilinen davada, bebeklerin ölümlerine sebep oldukları ve haksız kazanç elde ettikleri iddia edilen sanıkların yargılanmasına devam edildi. Duruşma, Bakırköy Adliyesi’nde yoğun güvenlik önlemleri altında gerçekleştirildi.
İstanbul’da büyük yankı uyandıran ve kamuoyunda “Yenidoğan Çetesi” olarak bilinen davada, 16’sı tutuklu toplam 57 sanığın yargılanmasına bugün Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edildi. İddialara göre, sanıklar, bebek hastalarını önceden anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan yoğun bakım ünitelerine yönlendirerek ölümlerine neden oluyor ve bu durumdan haksız kazanç sağlıyorlardı. Sabahın erken saatlerinden itibaren adliye önünde yoğun güvenlik önlemleri alındı. Aileler ve basın mensupları, duruşmayı yakından takip etmek için adliyeye akın etti.
Duruşma, Bakırköy Adliyesi’nin konferans salonunda, saat 10.55’te sanıkların kimlik tespitiyle başladı. Sanıkların sayısının fazlalığı nedeniyle duruşma salonu oldukça kalabalıktı. Bazı sanık yakınları, duruşma boyunca gözyaşlarını tutamadı. Kimlik tespitinin ardından, iddianamenin okunmasına geçildi. İddianamede, sanıkların organize bir şekilde hareket ederek, bebeklerin sağlık durumlarını kötüleştirdikleri ve ölümlerine sebebiyet verdikleri detaylı bir şekilde anlatıldı. Savcılık, sanıkların “kasten adam öldürme”, “dolandırıcılık” ve “örgütlü suç” gibi çeşitli suçlardan cezalandırılmasını talep ediyor.
Duruşma sırasında, sanık avukatları söz alarak müvekkillerinin suçsuz olduğunu savundu. Avukatlar, iddiaların asılsız olduğunu ve delillerin yetersiz olduğunu belirterek, tahliye talebinde bulundu. Sanıklar da savunmalarında, suçlamaları reddetti ve masum olduklarını iddia etti. Bir sanık, “Ben sadece işimi yaptım. Bebeklerin sağlığı için elimden geleni yaptım. Bu suçlamalar beni derinden yaraladı,” şeklinde konuştu.
Duruşmayı takip eden aileler ise adalet taleplerini dile getirdi. Bebeklerini kaybeden aileler, sanıkların en ağır şekilde cezalandırılmasını istiyor. Adliye önünde toplanan bir grup aile, “Bebek katilleri hesap verecek!” sloganları attı. Ailelerden biri, “Benim bebeğimi geri getiremezler ama başka bebeklerin ölmesini engelleyebilirler. Adalet yerini bulsun,” dedi. Gözyaşları içinde konuşan bir başka anne ise, “Bu acıyı yaşayan bilir. Onların da canı yansın,” ifadelerini kullandı.
İddianamede yer alan bilgilere göre, sanıkların, hastanelerle anlaşarak, sağlıklı bebekleri bile riskli gösterip yenidoğan yoğun bakım ünitelerine yatırdıkları ve burada gerekli tedavileri yapmayarak ölümlerine neden oldukları iddia ediliyor. Sanıkların, bu şekilde hastanelerden yüksek miktarda para aldıkları ve haksız kazanç elde ettikleri belirtiliyor. Savcılık, bu iddiaları destekleyen çok sayıda belge ve tanık ifadesi olduğunu vurguluyor. Ayrıca, bazı hastane çalışanlarının da sanıklarla işbirliği yaptığı ve olayların örtbas edilmesine yardımcı oldukları iddia ediliyor.
Davanın seyrini değiştirebilecek önemli bir detay ise, bilirkişi raporu. Raporda, bazı bebeklerin ölüm nedenlerinin tıbbi ihmalden kaynaklandığı belirtiliyor. Bu rapor, sanıkların aleyhine önemli bir delil olarak değerlendiriliyor.
Mahkeme heyeti, sanıkların savunmalarını dinledikten ve delilleri inceledikten sonra, duruşmayı ileri bir tarihe erteledi. Heyet, tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verdi. Bir sonraki duruşmada, tanıkların dinlenmesine ve yeni delillerin incelenmesine devam edilecek. Dava, kamuoyunun yakından takip ettiği önemli bir süreç olmaya devam ediyor. Adalet arayışı içindeki ailelerin umutları, bir sonraki duruşmaya kadar ertelenmiş oldu.
Davanın ne zaman sonuçlanacağı henüz belirsizliğini koruyor. Ancak, kamuoyu, adaletin yerini bulmasını ve suçluların hak ettikleri cezayı almasını bekliyor. Bu dava, sadece bir yargılama süreci değil, aynı zamanda sağlık sistemindeki bazı sorunlara da dikkat çekiyor. Umuyoruz ki bu dava, benzer olayların yaşanmasının önüne geçilmesine katkı sağlar ve bebeklerin yaşam hakkı korunur.